ABDULLAH KAHRAMAN: CESSÂS, el-FUSÛl Fİ’L-USÛL 4. SEMİNER ÖZETİ
Ana Temalar:
- Nefyin Umumiliği ve Kemal Anlamının Nefhi
Cessâs bu derste, “la” edatının geçtiği cümlelerin hüküm yapısını analiz eder. “La”nın asıl hükmü ortadan kaldırdığı görüşü Hanefîlerce kabul edilse de, bazı naslarda bu olumsuzlamanın fiili tamamen değil, sadece kemal vasfını hedef aldığı belirtilir. Bu yaklaşımla, lafzen hükmü ortadan kaldıran ifadeler bazı durumlarda fiilin mevcudiyetini tümüyle inkâr etmez, yalnızca eksik ya da kusurlu olduğunu bildirir. Bu tür yorumlar, rivayetler, sahabe uygulamaları ve Arap dili verileriyle temellendirilir. Örneğin “Fatihasız namaz olmaz” hadisi Hanefîlerce “namaz geçerli olur ama eksiktir” şeklinde değerlendirilirken, Şâfiîler lafzın zahirine bağlı kalır. - Hakikat ve Mecaz Tartışmaları
Cessâs, hakikat ve mecazın tariflerini yaparken özellikle kelâm ilminde mecaz olur mu? sorusunu gündeme taşır. Bazı âlimler naslarda mecaz bulunmayacağını savunsa da, Cessâs mecazın hem dilsel hem şer’î bağlamda varlığını ve geçerliliğini kabul eder. Örnek olarak “aslan” kelimesinin güçlü adam için kullanılması gibi klasik mecaz anlatımlarıyla açıklamalar yapılır. Ayrıca lafzın hakikatte sabit olup olmadığı, farklı bağlamlarda nasıl mecazlaşabileceği değerlendirilir. - Umum-Husus İlişkisi ve Tahsis-Nesh Ayrımı
Umumi bir lafzın ardından gelen hususi bir ifade, o lafzın bir kısmını dışarda bırakıyorsa, bu durum Hanefîlere göre “nesih”tir. Ancak aynı anda gelen hususi bir ifade “tahsis” olarak değerlendirilir. Cessâs, bunun farkını “hükmün genel bağlamdan ayrılması ama tümden kaldırılmaması” şeklinde açıklar. Örneğin “namuslu kadınlara iftira atanlara seksen sopa” ayetinin ardından gelen “eşlerine iftira atanlar” ayeti, genelin içinden bir kısmın ayrılarak farklı hükme tabi tutulmasıdır. - Müteşâbih-Muhkem İlişkisi ve Yorum İlkesi
Cessâs’a göre, müteşâbih lafızların anlaşılma yolu, muhkem olanlara göre yorumlanmasıdır. Müteşâbih lafızlar, anlamları birden çok ihtimal barındıran, yoruma açık ifadelerdir. Bu yönüyle “müşterek lafızlar”la benzerlik gösterir. Cessâs, Kur’ân’ın kendi iç tutarlılığı sayesinde kapalı ifadelerin açıklığa kavuşabileceğini belirtir ve fıkhî uygulamalarda da bu yöntemin benimsenmesi gerektiğini vurgular. - Kerâhet Vakitleri ve Namaz Kazaları
Hanefîlerin kerâhet vakitlerinde namaz kılınamayacağına dair tavrını detaylandıran seminerde, küçük ve büyük kerâhet vakitlerinin fıkhî yansımaları açıklanır. Özellikle kaza namazlarının bu vakitlerde kılınıp kılınamayacağı konusu üzerinden genel ve özel hadislerin çelişmediği, yalnızca bağlamsal ayrımlar üzerinden anlaşılması gerektiği anlatılır.
Sonuç:
Bu seminerde, lafzın kapsamı, nefyin dereceleri, hakikat-mecaz ayrımı ve umum-husus ilişkisi, fıkıh usulü açısından detaylı biçimde işlenmiştir. Cessâs’ın yaklaşımı, lafızla amel etmeyi merkeze alarak metinleri dışlamadan yorumlamayı esas alır. Böylece hem dilin hem rivayetin yapısını koruyan, yorumlama gücü yüksek bir usûl anlayışı sunar. Bir sonraki ders, beyan türleri ve Şâfiî anlayışının eleştirisi üzerine olacaktır.
Main Themes:
- Universality of Negation and the Denial of Perfection
This seminar begins with an analysis of sentences containing the particle “lā” (negation). While Ḥanafīs generally hold that “lā” negates legal ruling, some statements only negate the perfection of an act, not its actual occurrence. For example, the hadith “There is no prayer without Fātiḥa” is interpreted by Ḥanafīs to mean the prayer is valid but incomplete. This perspective is justified using prophetic reports, companion practices, and linguistic reasoning. In contrast, Shāfiʿīs often interpret such phrases literally, resulting in stricter nullification. - Truth and Metaphor (Ḥaqīqah vs. Majāz)
Cessâs addresses whether metaphorical usage is permissible in legal texts. While some scholars reject metaphors in divine speech, Cessâs accepts their presence in both linguistic and legal contexts. He uses common examples, like calling a brave man a “lion”, to demonstrate metaphorical flexibility. The seminar also considers when a word retains its literal meaning and when it shifts to metaphor, exploring how context shapes interpretation. - Generality, Specification, and the Difference Between Abrogation and Restriction
The session differentiates between abrogation (naskh) and specification (takhsīṣ). A general statement later contradicted by a specific one may be seen as abrogation; if both occur simultaneously, it is considered specification. Cessâs explains this with examples such as the verse on “eighty lashes for slander” being limited by a later verse regarding husbands. This illustrates how a portion of the general rule is carved out without nullifying the entire ruling. - Interpretation of Ambiguous Verses (Mutashābih) Through Clear Ones (Muḥkam)
Cessâs states that ambiguous verses must be interpreted in light of unequivocal ones. Mutashābih expressions carry multiple possible meanings and must be understood through textual consistency. This method applies to both Qur’anic interpretation and legal application. He equates ambiguous expressions with mushtarak (equivocal) terms, emphasizing that the Qur’an’s internal structure aids in clarification. - Disliked Times and the Issue of Making Up Missed Prayers
The seminar includes a legal discussion on prohibited times for prayer (makrūh times). It distinguishes between major and minor forms of karāhah and analyzes whether missed (qaḍāʾ) prayers may be performed during such times. The Ḥanafī stance is that apparent contradiction between general and specific hadiths can be resolved through contextual interpretation, not opposition.
Conclusion:
This session provides a layered exploration of negation, metaphor, specification, and interpretation in legal discourse. Cessâs’s approach centers on preserving textual meanings while allowing reasoned interpretation grounded in language, context, and precedent. His method shows a balance between fidelity to textual evidence and the jurist’s interpretive responsibility. The next session will focus on forms of clarification (bayān) and critiques of the Shāfiʿī position.