EKREM DEMİRLİ: GAZZÂLÎ,el-MUNKİZ MİNE’D-DALÂL 6. SEMİNER ÖZETİ

Seminerin Amacı ve İçeriği

Bu seminerde Gazzâlî’nin el-Munkız mine’d-dalâl adlı eserindeki “filozoflara yönelttiği tutarsızlık” (teâfüt) eleştirileri üzerinden metafizik, doğa anlayışı, Tanrı-tikel ilişkisinin imkânı ve dini ilimlerin sınırları tartışılmaktadır. Ekrem Demirli’nin değerlendirmesiyle, klasik İslam düşüncesinde kelamî ve felsefî yaklaşımlar arasındaki temel ayrımlar, özellikle Gazzâlî’nin teklif (yükümlülük) merkezli din anlayışı bağlamında ele alınır.

Ana Temalar ve Başlıklar

  1. Teâfüt Eleştirisi ve Metafizik Tartışmalar

Gazzâlî’ye göre metafizik, doğa ve matematik gibi bilimlerden türeyen sağlam bir delil yapısına sahip değildir. Filozofların görüşleri ya çelişik ya da temelsizdir. Metafizik iddialar, matematik veya fizik bilimlerinin otoritesinden haksız yere güç alır. Bu nedenle, dinin temel hakikatleri ile felsefî iddialar arasında ciddi bir ayrım gözetilmelidir.

  1. Determinizm, Doğa ve Mizac Eleştirisi

Gazzâlî, tabiatçı ve metafizikçi filozofların doğa (tabiî), mizaç ve unsurlar gibi kavramlar aracılığıyla insanın ahlakını ve aklını belirleyen zorunlu yapılar kurmasını reddeder. Bu yaklaşım Tanrı’nın tikellerle doğrudan ilişkisini inkâr eder ve yaratma fiilini pasifleştirir. Gazzâlî’ye göre Tanrı’nın müdahalesi süreklidir ve her tikel varlık bu müdahalenin ürünüdür.

  1. Matematik Bilgisi ve Dini Tehlike

Matematik biliminin delillerindeki açıklık, halk nezdinde filozoflara karşı bir hayranlık doğurmakta ve bu hayranlık metafizik iddialara da yayılmaktadır. Gazzâlî bu noktada uyarıda bulunur: Matematikten etkilenip dini inkar eden birçok kişi olmuştur. Bu nedenle bu ilimlere yönelimin sınırlandırılması gerektiğini savunur.

  1. Dini ve Dışı Olanın Ayrımı: Teklif Merkezli Epistemoloji

Gazzâlî’ye göre bir bilginin dini sayılabilmesi, insanı Allah’a yaklaştıran bir teklif içermesine bağlıdır. Teklif, dinin epistemolojik ve ontolojik merkezidir. Faydasız bilgi, yani amel doğurmayan bilgi, dinî olarak anlamlı değildir. Bu anlayış, İmam Mâtürîdî ve erken dönem sahabe yaklaşımlarıyla da örtüşür.

  1. Gazâlî’nin Konumu ve Düşünsel Çatışmalar

Gazâlî, kendi döneminde egemen bir düşünür değildir. Farklı ekollerle mücadele hâlinde, ortada bir pozisyon almaktadır. Bu, hem felsefi otoritelerle hem de dinî muhafazakâr çevrelerle çatışmayı doğurmuştur. Onun temel derdi, Tanrı ile insan arasında dinamik ve doğrudan bir ilişkiyi savunmaktır.

 

 

Sonuç

Bu seminerde Gazzâlî’nin filozoflara yönelik eleştirileri bağlamında metafizik, doğa, akıl ve teklif kavramları derinlemesine tartışılmıştır. Gazzâlî’nin Tanrı-tikel ilişkisinde sürekli müdahaleyi esas alan yaklaşımı, hem doğa bilimlerine hem de felsefi otoriteye karşı güçlü bir kelamî savunma örneğidir.

 

Purpose and Content of the Seminar

This seminar explores Ghazālī’s critique of metaphysics and philosophers through the concept of “incoherence” (tahāfut), focusing on issues such as nature, divine agency, the relationship between God and particulars, and the limits of religious knowledge. Ekrem Demirli evaluates the fundamental differences between philosophical and kalām-based approaches, especially in light of Ghazālī’s theology centered on moral responsibility (taklīf).

Main Themes and Headings

  1. Critique of Incoherence and Metaphysical Claims

According to Ghazālī, metaphysics lacks the rigorous foundations of natural sciences and mathematics. Philosophers’ claims are either contradictory or speculative. Their metaphysical conclusions borrow illegitimately from the clarity of other sciences. Thus, a strict boundary must be maintained between religious truths and philosophical assumptions.

  1. Determinism, Nature, and the Rejection of Fixed Dispositions

Ghazālī rejects the deterministic worldview of natural philosophers who argue that character and intellect are shaped unavoidably by nature, temperament, and elements. This framework denies God’s direct relationship with particulars. Ghazālī insists that divine intervention is continuous and every particular entity is a product of this ongoing act of creation.

  1. Mathematical Knowledge and Its Religious Danger

Ghazālī warns that the clarity of mathematical knowledge often leads to undue admiration for philosophers, which then extends to their metaphysical beliefs. He argues that many people lose their religious faith due to this confusion, advocating caution in approaching these disciplines.

  1. The Criterion of Religious Knowledge: Taklīf-Centered Epistemology

For Ghazālī, knowledge is considered religious only if it draws one closer to God through moral obligation (taklīf). This criterion becomes the epistemological and ontological center of religion. Knowledge that does not lead to ethical action is meaningless from a religious standpoint, aligning with early Māturīdī and companion-based perspectives.

  1. Ghazālī’s Position and Intellectual Tensions

Ghazālī was not an uncontested authority in his time. He positioned himself between competing traditions, often in conflict with both philosophical elites and conservative religious circles. His main concern was to uphold a dynamic and direct relationship between God and humanity.

Conclusion

This seminar discusses Ghazālī’s critique of philosophers with respect to metaphysics, nature, reason, and the doctrine of moral responsibility. His emphasis on divine agency in the world offers a robust theological response to deterministic and speculative philosophies, reaffirming kalām’s relevance as a spiritual and intellectual defense.