EKREM DEMİRLİ, İSLAM DÜŞÜNCESİNDE VELAYET 15. SEMİNER ÖZETİ
Bu seminer, ilahi isimlerin başlangıcını, Allah’ın zatı ile isimleri arasındaki ilişkiyi ve varlık ile yokluk arasındaki sınırların nasıl belirlendiğini ele almaktadır. Hakîm Tirmizî’nin 24. sorusu çerçevesinde şekillenen tartışma, İbnü’l-Arabî’nin metafizik ilkeleri bağlamında incelenmektedir. İlahi isimlerin varlıkla ilişkisi, isimlerin ortaya çıkışı ve bu isimlerin tanrısal gerçekliği nasıl yansıttığı gibi konular detaylandırılmaktadır.
Ana Temalar:
- İlahi İsimlerin Başlangıcı: İbnü’l-Arabî’ye göre isimler, Tanrı’dan sudur eden tek bir hakikatin varlık aynasında yansımasıyla ortaya çıkmaktadır. Varlık, ilahi isimlerin tecellisiyle şekillenmiştir.
- İlahi İsimlerin Metafiziksel Temeli: Sadreddin Konevî ve İbnü’l-Arabî, ilahi isimleri metafizik bilgi üretmenin ilkeleri olarak ele alır. Tanrı hakkındaki bilgimiz, bu isimler aracılığıyla şekillenmektedir.
- Varlık ve Yokluk Arasındaki Sınır: İbnü’l-Arabî’ye göre isimler, Tanrı’nın varlık ile kurduğu nispetlerdir. Bu nispetler, ne mutlak varlık ne de mutlak yokluk olarak değerlendirilebilir; varlığın bir tür yansımasıdır.
- İsimler ve İnsan-Tanrı İlişkisi: İlahi isimler, Tanrı ile insan arasındaki ilişkiyi anlamamızı sağlayan temel unsurlardır. İbnü’l-Arabî’ye göre Tanrı, insan ve âlem aracılığıyla bilinir hale gelmektedir.
- Tanrı’nın Mutlak Varlık Olarak Konumlandırılması: İbnü’l-Arabî’nin metafizik sisteminde Tanrı, mutlak varlık olarak kabul edilirken, isimler ve sıfatlar bu mutlak varlığın çeşitli görünümleri olarak ele alınmaktadır.
- Vahid ve Ahad İsimlerinin İlk Oluşan İsimler Olması: İbnü’l-Arabî’ye göre ilahi isimler arasında en temel olanlar Vahid (Birlik) ve Ahad (Teklik) isimleridir. Bu isimler, Tanrı’nın zatına doğrudan işaret eden isimlerdir.
- İsimlerin İnsanda Tecellisi ve Bilginin Kaynağı: İbnü’l-Arabî, insanın ancak ilahi isimler aracılığıyla bilgiye ulaşabileceğini savunur. İnsan, isimler sayesinde Tanrı’nın varlık düzenini anlamaya yaklaşır.
Sonuç:
Bu seminer, ilahi isimlerin ortaya çıkışı ve metafiziksel işlevleri üzerine yoğunlaşarak İbnü’l-Arabî’nin tasavvufi düşüncesini derinlemesine analiz etmektedir. Tanrı’nın mutlak varlık olarak konumlandırılması, isimlerin varlığa tecelli etme süreci ve insanın Tanrı’yı ancak ilahi isimler aracılığıyla bilebileceği fikri vurgulanmaktadır. Bu bağlamda, İbnü’l-Arabî’nin düşüncesi klasik kelam ve felsefi geleneklerle karşılaştırılarak ele alınmaktadır.
This seminar examines the origins of divine names, the relationship between God’s essence and His names, and the boundary between existence and non-existence. Based on Ḥakīm Tirmidhī’s 24th question, the discussion is framed within Ibn al-ʿArabī’s metaphysical principles. The seminar explores how divine names relate to existence, how they emerge, and how they reflect the divine reality.
Main Themes:
- The Origin of Divine Names: According to Ibn al-ʿArabī, names emerge as reflections of a single divine reality manifesting in the mirror of existence. Existence itself is shaped by the manifestations of divine names.
- The Metaphysical Foundation of Divine Names: Ibn al-ʿArabī and Ṣadr al-Dīn al-Qūnawī treat divine names as principles for generating metaphysical knowledge. Our understanding of God is shaped through these names.
- The Boundary Between Existence and Non-Existence: Ibn al-ʿArabī argues that divine names are relational aspects of God’s interaction with existence. These relationships are neither absolute being nor absolute nothingness; rather, they represent a form of reflection.
- Divine Names and the Relationship Between God and Humans: Divine names serve as the fundamental means through which humans comprehend their connection to God. Ibn al-ʿArabī suggests that God becomes known through humanity and the cosmos.
- God as the Absolute Being: In Ibn al-ʿArabī’s metaphysical system, God is considered the absolute reality (wujūd), while names and attributes represent various manifestations of this ultimate being.
- The Primacy of the Names Wāḥid (Oneness) and Aḥad (Singularity): Among divine names, Wāḥid and Aḥad are regarded as the most fundamental. These names directly point to God’s essence without any relational aspect.
- The Manifestation of Names in Humans and the Source of Knowledge: Ibn al-ʿArabī maintains that humans can only attain knowledge through divine names. Through these names, humans gain insight into the divine order of existence.
Conclusion:
This seminar delves into the emergence of divine names and their metaphysical function within Ibn al-ʿArabī’s mystical framework. The seminar emphasizes God’s position as the absolute being, the process by which names manifest in existence, and the idea that humans can only comprehend God through His divine names. The discussion places Ibn al-ʿArabī’s thought in dialogue with classical kalām (theology) and philosophical traditions, highlighting its unique contribution to Islamic metaphysics.