EKREM DEMİRLİ, İSLAM DÜŞÜNCESİNDE VELAYET 29. SEMİNER ÖZETİ

Ekrem Demirli’nin bu semineri, Hakîm Tirmizî’nin sorularına İbnü’l-Arabî’nin yanıtları çerçevesinde Fütûhât-ı Mekkiyye eserinden bölümler okuyarak İslam düşüncesinde velayet kavramını ele alır. Seminer, özellikle “el-Muhik” (hakkı veren) kavramı, varlıkların yaratılışındaki hak talepleri, velilerin metafiziksel dinginliği, ve ilahi isimlerin irade üzerindeki etkileri gibi konulara odaklanmaktadır.

Ana Temalar

  1. El-Muhik: Hakkı Veren Kavramı
    • Hakîm Tirmizî’nin “el-Muhik kimdir?” sorusuna İbnü’l-Arabî’nin cevabı, hakkı verenin Allah olduğu vurgusuyla başlar.
    • Allah’ın yaratma eylemi, varlıklara haklarını vermesiyle ilişkilendirilir ve bu, “el-Adl” (adalet) ve “el-Hakîm” (hikmet) isimleri üzerinden açıklanır.
    • İnsan ve diğer varlıkların hak taleplerinin, yaratılıştan gelen potansiyelleri ile sınırlı olduğu ifade edilir.
  2. Yaratılışın Sürekliliği ve İlahi İrade
    • Varlıkların yaratılışı sürekli bir yenilenme sürecidir; her şeyin “zatına uygun” yaratıldığı ve bu yaratılışın “ilahi irade” ile takdim ve tehir edildiği belirtilir.
    • İlahi isimlerin sıralanışı, Tanrı’nın evreni düzenleyici (el-Müdebbir) niteliğiyle bağdaştırılır.
  3. Varlık ve Taleplerin Uyumlu Olması
    • İnsanların taleplerinin, yaratılışta kendilerine verilen potansiyellerle uyumlu olması gerektiği vurgulanır.
    • İbnü’l-Arabî, peygamberlik gibi niteliklerin talep edilemeyeceğini, ancak velilik makamlarının talep edilebilir olduğunu belirtir.
  4. Velilerin Metafizik Dinginliği
    • Veli, varlıklarla ilişkiyi aşarak tüm sorumluluklarından arınır ve “mutlak dinginlik” makamına ulaşır.
    • Bu makam, velinin her şeyin hakikatini kavradığı ve ilahi esmalarla (el-Evvel, el-Ahir, el-Zahir, el-Batın) derin bir bağ kurduğu bir durumdur.
  5. Hakikat ve İslam Düşüncesindeki Yeri
    • İbnü’l-Arabî’nin “hakkı talep etme” anlayışı, insanın varoluşsal sınırlarını aşmaması gerektiğini vurgular.
    • “Her şeyin hakikati vardır ve hakikatin zatına uygun olmayan şey talep edilmemelidir” ilkesi işlenir.

Sonuç

Seminer, İbnü’l-Arabî’nin yaratılış, hakikat ve velayet anlayışını derinlemesine inceleyerek, İslam düşüncesinde metafizik ve ontolojik meseleleri ele alır. Hakîm Tirmizî’nin sorularına verilen cevaplar, varlıkların hak talepleri ile ilahi irade arasındaki dengeyi anlamak için kapsamlı bir çerçeve sunar. İlahi isimlerin rolü ve velayet kavramının dinamikleri, bu seminerin ana tartışma noktalarını oluşturur.

 

Ekrem Demirli’s seminar explores the concept of wilayah (sainthood) in Islamic thought through Hakim Tirmidhi’s questions and Ibn al-Arabi’s responses, based on selections from Futuhat al-Makkiyya. The discussion centers on topics such as the concept of al-Muhiqq (the one who gives truth), the rightful demands of created beings, the metaphysical tranquility of saints, and the influence of divine names on divine will.

Key Themes

  1. The Concept of Al-Muhiqq: The One Who Gives Truth
    • Ibn al-Arabi answers Tirmidhi’s question about al-Muhiqq, emphasizing that the one who gives truth is Allah.
    • Allah’s act of creation is linked to His granting each being its due rights, explained through the divine names al-Adl (the Just) and al-Hakim (the Wise).
    • The rightful demands of beings are limited to their inherent potentials endowed at creation.
  2. Continuous Creation and Divine Will
    • Creation is described as a continuous process, where everything is created “in accordance with its essence,” guided by divine will.
    • The arrangement of divine names reflects Allah’s role as al-Mudabbir (the Planner), highlighting the cosmic order He establishes.
  3. Harmony Between Beings and Their Requests
    • Ibn al-Arabi emphasizes that beings’ requests must align with their God-given potentials.
    • While prophethood cannot be sought, sainthood (wilayah) is presented as attainable.
  4. The Metaphysical Tranquility of Saints
    • A saint transcends worldly attachments and responsibilities, attaining a state of “absolute tranquility.”
    • This station is marked by a profound understanding of the realities of existence and a deep connection with divine names such as al-Awwal (the First), al-Akhir (the Last), al-Zahir (the Apparent), and al-Batin (the Hidden).
  5. Reality and Its Place in Islamic Thought
    • Ibn al-Arabi’s concept of “seeking truth” underscores that individuals must not exceed their existential boundaries.
    • The principle that “everything has its truth, and nothing should be sought beyond its essence” is emphasized as central to his philosophy.

Conclusion

This seminar offers a comprehensive analysis of Ibn al-Arabi’s views on creation, truth, and wilayah. The responses to Hakim Tirmidhi’s questions provide a nuanced understanding of the balance between the rightful demands of beings and divine will. The role of divine names and the dynamics of sainthood form the core of this seminar, shedding light on key metaphysical and ontological questions in Islamic thought.