EKREM DEMİRLİ: İSLAM DÜŞÜNCESİNE GİRİŞ 8. SEMİNER ÖZETİ
Bu seminerde, İslam düşüncesinin tarihsel bağlamda tartışıldığı temel kavramlar ve yaklaşımlar ele alınmıştır. Klasik İslam düşüncesinin temel ayrımı olan varlık ve mahiyet kavramlarının felsefi ve kelami tartışmaları ile bunların İslam dünyasında sünni ve mutezili anlayışlar üzerindeki etkisi incelenmiştir. Mutezile’nin adalet ve düzen fikrine vurgu yaparken, sünniliğin irade ve kudret temelli daha kaotik bir varlık anlayışını benimsediği ifade edilmiştir.
İmam Gazali’nin Felsefeye Eleştirisi: Gazali’nin irade ve kudret kavramlarına verdiği önem, filozofların mahiyet odaklı determinist yaklaşımlarını eleştirmesinin merkezinde yer almıştır. Tanrı’nın her an aktif iradesine vurgu yaparak düzenin Tanrı’nın iradesine dayalı olduğunu savunmuştur.
Tasavvufun Doğuşu ve Eleştirisi: Erken dönem tasavvuf hareketinin züht temelli bir yaşam tarzıyla başladığı, bu hareketin toplumun zenginlik, toplumsal hiyerarşi ve entelektüel ilgi gibi alanlarına eleştirel bir bakış geliştirdiği anlatılmıştır. Tasavvuf, yoksulluğu idealize ederek toplumsallığın ve entelektüel spekülasyonların dışına çıkmayı hedeflemiştir. Ümmilik (bilgisizlik), miskinlik (mutlak yoksulluk) ve bireysellik bu anlayışın temel değerleri olarak tanımlanmıştır.
Modern Çağdaki Anlamı: Dersin sonunda, klasik İslam düşüncesinin modern çağda ahlak, toplum ve doğa anlayışları üzerindeki etkisinin yeniden ele alınması gerektiği vurgulanmıştır. Müslüman toplumların modern dünyada irade ve kudret kavramları üzerinden yeni bir ahlak ve toplumsal yapı inşa etme ihtiyacına dikkat çekilmiştir.
This seminar focused on the foundational concepts and approaches discussed within the historical context of Islamic thought. The classical Islamic distinction between existence and essence and its philosophical and theological implications were examined, alongside their influence on Sunni and Mu‘tazili perspectives. While Mu‘tazili thought emphasizes justice and order, Sunni thought adopts a more chaotic understanding of existence based on divine will and power.
Imam Ghazali’s Critique of Philosophy: Ghazali’s focus on the concepts of divine will and power forms the cornerstone of his critique of the deterministic approaches of philosophers who emphasize essence. He argued for a universe governed by God’s active will rather than an inherent order.
The Emergence and Critique of Sufism: Early Sufi movements began as ascetic lifestyles that criticized societal wealth, social hierarchies, and intellectual interests. Sufism idealized poverty, rejected societal integration, and avoided speculative intellectualism. The concepts of ummiyyah (simplicity or lack of formal knowledge), miskin (absolute poverty), and individualism were key to this approach.
Relevance in the Modern Era: The session concluded by highlighting the need to reassess classical Islamic thought’s influence on morality, society, and the understanding of nature in the modern era. Emphasis was placed on how Muslim societies should reconstruct ethics and social structures through the lens of divine will and power in contemporary contexts.