EKREM DEMİRLİ: KİTÂBU’T-TEVHÎD OKUMALARI 17. SEMİNER ÖZETİ

Bu seminer, İslam teolojisinde insan fiilleri (af‘âl al-‘ibâd) konusunu ele almakta, ilahi irade, insan özgürlüğü ve sorumluluğu arasındaki teolojik ve felsefi tartışmaları incelemektedir. Önceki seminerlerde ele alınan “Tanrı’nın fiilleri amaçlı mıdır?” sorusunun devamı niteliğinde olan bu tartışma, Sünni kelâm geleneğinin determinizm ile özgür irade arasındaki gerilimi nasıl çözmeye çalıştığını ele almaktadır. Ayrıca, ilahi yönetimde hikmet (ḥikma) kavramının oynadığı rol üzerinde durulmuştur.

Ana Temalar:

  1. Tanrı’nın Fiillerinin Amaçlı Olup Olmadığı Tartışması: Seminer, klasik dönemde Tanrı’nın fiillerinin bir amaca yönelik olup olmadığı sorusunu yeniden ele almaktadır. İmam Mâtürîdî’ye göre Tanrı’nın fiilleri hikmetlidir, ancak bu görüş çeşitli teolojik tartışmalara yol açmaktadır. Sünni kelâm, bu ikilemi rasyonel bir söylemle dengelemeye çalışmıştır.
  2. Sünni Düşüncede Hikmet (Hikma) Kavramı: Sünni kelâm genellikle aşırı uçlardan kaçınarak rasyonalite ve tutarlılığı (ma‘kūliyya) öne çıkaran bir söylem geliştirmiştir. Bu bağlamda, hikmet kavramının Tanrı’nın mutlak iradesiyle nasıl bağdaştırıldığı ele alınmıştır.
  3. Teolojide İnsan Fiillerinin Rolü: İlahi irade ile insanın özgür eylemleri arasındaki ilişki tartışılmış, insan fiillerinin ontolojik (varlık düzlemindeki) ve etik (ahlaki sorumluluk açısından) perspektiflerden nasıl değerlendirildiği analiz edilmiştir.
  4. Tanrı’nın Egemenliği ile İnsan Sorumluluğu Arasındaki Denge: Seminerde, ilahi mutlak iradenin korunmasıyla birlikte insanın sorumluluğuna nasıl yer açıldığı tartışılmıştır. Kelâm düşüncesi, Cebriyye’nin (determinist) ve Mutezile’nin (aşırı özgür irade yanlısı) yaklaşımları arasında bir denge kurmaya çalışmaktadır.
  5. İnsanın İlahi İradeyi Anlamadaki Sınırları: Tanrı’nın hikmetini kavramadaki epistemolojik zorluklar ele alınarak, kelâm geleneğinin tam açıklamalar yerine imanı güçlendiren bir yaklaşım benimsediği vurgulanmıştır.
  6. Kur’ân Yorumu ve Kelâmî Hermenötik: Seminerde, muhkem (açık ve kesin) ve müteşâbih (yoruma açık) ayetlerin nasıl anlaşıldığı tartışılmıştır. Her teolojik ekol, hangi ayetlerin esas alınıp hangilerinin mecazî anlamda yorumlanması gerektiğine dair kendi yöntemlerini geliştirmiştir.
  7. İnsan Sorumluluğunun Teolojik Temellendirilmesi: İlahi imtihan (imtiḥān) kavramı, insanın sorumluluğunu meşrulaştıran temel bir ilke olarak ele alınmıştır. Kelâm alimlerinin bu kavram üzerinden nasıl argümanlar ürettikleri, insanın doğuştan sahip olduğu yetiler ile dışsal ilahi rehberlik arasındaki ayrım üzerinden tartışılmıştır.

Sonuç:
Bu seminer, İslam düşüncesinde insan özgürlüğü ve ilahi irade arasındaki teolojik tartışmaları detaylı bir şekilde analiz etmektedir. İmam Mâtürîdî’nin katkıları çerçevesinde, Sünni gelenekte Tanrı’nın egemenliği ile insanın sorumluluğu arasındaki denge nasıl sağlanmıştır sorusuna yanıt aranmıştır. Hikmet kavramının teolojik açmazları çözmedeki rolü incelenmiş ve kelâm alimlerinin bu konudaki yöntemleri ele alınmıştır. Son olarak, İslam düşüncesinin, insan özgürlüğü ve kader meselesini imanî ve rasyonel çerçevede birleştirerek sunduğu çözüm önerileri vurgulanmıştır.

 

 

This seminar explores the issue of human actions (af‘āl al-‘ibād) in Islamic theology, focusing on the theological and philosophical debates regarding divine will, human agency, and responsibility. The discussion builds upon previous inquiries into whether divine actions have a purpose and the implications of such a perspective. The seminar further examines the Sunni kalām tradition’s approach to resolving tensions between determinism and free will, emphasizing the role of wisdom (ḥikma) in divine governance.

Main Themes:

  1. The Debate on Purpose in Divine Actions: The seminar revisits the classical question of whether God’s actions have a purpose. According to Imām al-Māturīdī, divine actions do have a purpose, but this assertion raises theological dilemmas, which Sunni kalām attempts to mediate through a balanced discourse.
  2. The Concept of Wisdom (ḥikma) in Sunni Thought: Sunni kalām traditionally avoids extreme positions, favoring a discourse that emphasizes rationality and coherence (ma‘qūliyya). The seminar discusses how the concept of wisdom is used to reconcile human understanding with divine omnipotence.
  3. The Role of Human Actions in Theology: A crucial part of the discussion is the relationship between divine will and human agency. The distinction between ontological and ethical perspectives on human actions is critically analyzed.
  4. God’s Sovereignty and Human Responsibility: The seminar explores how divine omnipotence is maintained while allowing space for human accountability. It discusses how kalām theology navigates between determinism (jabr) and rationalist free will perspectives (Mu‘tazila).
  5. The Limits of Human Knowledge in Understanding Divine Will: The epistemological challenges of comprehending divine wisdom are addressed. The discussion highlights the pragmatic approach in kalām, which seeks to reinforce belief rather than provide absolute explanations.
  6. Scriptural Interpretation and Hermeneutics in Kalām: The seminar examines how theological traditions define muhkam (clear) and mutashābih (ambiguous) verses in the Qur’an. Each theological school constructs its own interpretative hierarchy, determining which verses are central and which require metaphorical interpretation.
  7. Theological Justification of Human Accountability: The concept of divine testing (imtiḥān) is analyzed as the foundation for human responsibility. The seminar explores how kalām scholars structured their arguments around this principle, differentiating between innate human capacities and external divine guidance.

Conclusion:
This seminar provides an in-depth examination of the theological discourse on human agency and divine will in classical Islam. It highlights Imām al-Māturīdī’s contributions and the broader Sunni approach to balancing divine sovereignty with human responsibility. The discussion underscores the role of ḥikma in reconciling theological dilemmas and emphasizes the structured hermeneutics that shaped Islamic theological thought. Ultimately, it demonstrates how classical kalām aimed to sustain religious belief while addressing the complexities of divine justice and human freedom.