EKREM DEMİRLİ: KİTÂBU’T-TEVHÎD OKUMALARI 26. SEMİNER ÖZETİ

Bu seminer, İslam düşüncesinde irade kavramının teolojik ve felsefi anlamlarını ele almaktadır. İrade, hem Tanrı’nın mutlak gücünü tanımlamada hem de insanın özgür iradesini anlamada kritik bir kavram olarak incelenir. İmam Mâtürîdî’nin irade anlayışı çerçevesinde, kelamcılar, filozoflar ve tasavvufçular arasındaki temel tartışmalar detaylandırılmıştır.

Ana Temalar

  1. İrade: Tevhidin Kurucu Kavramı:
    • İrade, sadece Tanrı’nın niteliklerinden biri değil, tevhid anlayışının kurucu kavramıdır.
    • Gazali ve İmam Mâtürîdî gibi düşünürlerin, iradeyi Tanrı tasavvurunun temel taşı olarak ele aldıkları belirtilmiştir. Gazali’nin felsefecileri eleştirisinde, irade, Tanrı’nın bireysel olaylarla ilişkisini anlamada merkezi bir rol oynar.
  2. Mu‘tezile, Ehl-i Sünnet ve Felsefi Yaklaşımlar:
    • Mu‘tezile için tevhid, Tanrı’nın adaletine odaklanırken, Ehl-i Sünnet, Tanrı’nın mutlak iradesine vurgu yapar. Bu iki yaklaşım, adalet ve irade arasındaki çelişkiyi ortaya koyar.
    • Felsefeciler, Tanrı’nın eylemlerini “zorunlu fiiller” olarak tanımlayarak, Tanrı’yı iradesiz bir varlık olarak ele alır. İmam Mâtürîdî bu yaklaşımı reddeder ve Tanrı’nın bireysel olaylara müdahil olduğunu savunur.
  3. İrade ve Kader İlişkisi:
    • İmam Mâtürîdî, Tanrı’nın mutlak bilgi ve irade sahibi olduğunu, ancak bu bilginin ve iradenin insanın özgür seçimlerini ortadan kaldırmadığını savunur.
    • İrade, Tanrı’nın bir şeyi “karar verme” yetisi olarak tanımlanır. Bu, kelamcıların “Tanrı’nın iradesi bilgiye tabidir” anlayışıyla açıklanır.
  4. Tasavvuf ve İrade:
    • Tasavvufta irade, Tanrı ile insan arasındaki ilişkiyi tanımlayan bir kavram olarak kullanılır. Bu kavram, bazen Hristiyanlık’taki bedenlenme düşüncesiyle karıştırılsa da İslam düşüncesinde Tanrı’nın insanlaşması reddedilir.
    • Tasavvufun, kelamcılar tarafından, teşbih (Tanrı’yı insana benzetme) suçlamasına maruz kaldığı belirtilmiştir.
  5. Adalet ve İrade Çelişkisi:
    • Adalet ile irade arasında görülen çelişki, Tanrı’nın mutlak kudreti ile insanın özgür iradesi arasındaki gerilimi yansıtır.
    • Mu‘tezile, Tanrı’nın adaletinin, insanlara seçim özgürlüğü tanıdığı görüşünü savunurken, Ehl-i Sünnet, Tanrı’nın her şeyin yaratıcısı olduğu fikrini ön planda tutar.
  6. Modern Dünyada İrade Tartışmaları:
    • Modern teorilerin, Tanrı’nın iradesi kavramını tartışmasız kabul etmedikleri, ancak determinizm ve özgür irade kavramları üzerinde durdukları ifade edilmiştir.
    • Kelamcıların, modern dünyadaki bu yaklaşımlar karşısında Tanrı’nın iradesini savunma pozisyonunu koruduğu vurgulanır.

Sonuç

  1. seminer, Tanrı’nın iradesi ve insanın özgür iradesi arasındaki ilişkiyi İmam Mâtürîdî’nin düşünceleri bağlamında inceler. İrade kavramının, kelam, felsefe ve tasavvuf arasındaki tüm tartışmaların temelinde olduğu vurgulanır. Modern dünyadaki tartışmalara eleştirel bir perspektif sunularak, İslam teolojisinin bu konuda nasıl bir çözüm sunduğu tartışılır.

 

This seminar examines the theological and philosophical dimensions of the concept of will (iradah) in Islamic thought. Will is analyzed as a crucial element for understanding both God’s absolute power and human free will. The discussions explore the perspectives of Imam Māturīdī, theologians, philosophers, and Sufis, highlighting their debates and divergences.

Main Themes

  1. Will: A Foundational Concept of Tawhid:
    • Will is not only one of God’s attributes but also a foundational concept in understanding tawhid (the oneness of God).
    • Thinkers like Ghazali and Imam Māturīdī emphasize the centrality of will in conceptualizing God’s relationship with creation. Ghazali, for instance, critiques philosophers for neglecting the role of will in God’s engagement with individual events.
  2. Mu‘tazila, Ahl al-Sunnah, and Philosophical Approaches:
    • For the Mu‘tazila, tawhid is centered on divine justice, while Ahl al-Sunnah emphasizes God’s absolute will. These differing approaches highlight the tension between justice and will.
    • Philosophers view God’s actions as “necessary acts,” implying that God operates without a will. Imam Māturīdī rejects this, arguing that God actively intervenes in individual events.
  3. The Relationship Between Will and Predestination:
    • Imam Māturīdī asserts that God possesses absolute knowledge and will, but this does not negate human free will.
    • Will is described as God’s ability to “make decisions,” aligning with the theological view that God’s will is informed by divine knowledge.
  4. Will in Sufism:
    • In Sufism, will defines the relationship between God and humans. While it may resemble concepts like incarnation in Christianity, Islamic thought firmly rejects the notion of God becoming human.
    • Sufi ideas about will have often been criticized by theologians for leaning towards tashbih (anthropomorphism).
  5. The Tension Between Justice and Will:
    • The perceived tension between justice and will reflects the broader debate on God’s absolute power versus human free will.
    • Mu‘tazila emphasizes divine justice, arguing that God grants humans the freedom to choose, while Ahl al-Sunnah highlights God’s role as the ultimate creator of all actions.
  6. Modern Debates on Will:
    • Modern theories challenge the concept of divine will, focusing instead on determinism and free will.
    • The seminar notes how Islamic theology, particularly in kalam, continues to defend the concept of divine will in response to these modern perspectives.

Conclusion

The 26th seminar examines the intricate relationship between God’s will and human free will, focusing on Imam Māturīdī’s insights. It highlights the centrality of will in theological, philosophical, and Sufi discourses, showing how this concept underpins much of Islamic thought. The seminar also critiques modern debates, offering an Islamic theological framework for understanding these issues.