EKREM DEMİRLİ,KUŞEYRİ OKUMALARI 39. SEMİNER ÖZETİ

Seminerin amacı ve içeriği

Bu seminerde Kuşeyrî’nin dua ve fakr (fakirlik) konularına dair görüşleri okunmuş ve yorumlanmıştır. Ekrem Demirli, dua ve fakrın tasavvufî anlamlarını ele alarak bu kavramların hem metafizik hem de ahlakî boyutlarını açıklamış, tarihsel tartışmaları ve güncel yankılarını değerlendirmiştir.

Ana temalar ve başlıklar

  1. Dua ve İcabet Meselesi:

Kur’an’daki “Dua edin, icabet edeyim” ayeti çerçevesinde, duaların kabul edilip edilmemesi meselesi işlenir. İbnü’l-Arabî’ye göre dua her zaman müstecaptır çünkü dua bir münacattır ve Allah ile kul arasında gerçekleşen bir diyalogdur.

  1. Hal ile Dua ve İhlas:

Erken tasavvufta “hal ile dua” kavramı öne çıkar. Samimi ve içten yapılan, sözden çok hâl ile gerçekleşen duaların kabul edileceği vurgulanır. İnsanın niyet ve haline bağlı olarak dua bir ibadet biçimidir.

  1. Dua ile Tevekkül Arasındaki Gerilim:

Bazı ekollerde duanın tevekküle aykırı olduğu, dolayısıyla Tanrı’dan bir şey istemenin doğru olmadığı savunulur. Ana akım Sünni tasavvufta ise dua, tevekkül ve teslimiyetle çelişmez. Kuşeyrî, bu iki yaklaşımı dengeleyerek, her duruma göre farklı tutumlar alınabileceğini ifade eder.

  1. Fakr (Fakirlik) ve Tasavvuf:

Fakr, sadece maddî yoksunluk değil, metafizik anlamda Allah’a mutlak ihtiyaç duymaktır. Gerçek fakirlik, Allah’tan başkasına ihtiyaç duymamaktır. Demirli, bu anlamda fakrı “kifayetsizlik bilinci” olarak yorumlar; hiçbir varlığın kendi başına yeterli olmadığını, her şeyin Allah’a bağlı olduğunu vurgular.

  1. Toplumsal Eleştiri ve Denge:

Fakirliğin ahlakî üstünlüğe delil sayılması eleştirilir. Zenginlik ya da fakirlik insanın değerini belirlemez; asıl mesele ahlakî erdemdir. Mazlum-zalim, zengin-fakir ayrımları, bireyin içsel durumuna göre değerlendirilmelidir.

Sonuç

Seminer, dua ve fakr kavramlarını felsefî ve ahlakî düzeyde tartışarak tasavvufun merkezindeki metafizik diyaloğa ve insanın acziyet bilincine dikkat çeker. Duanın bir talep değil, bir münacaat olduğu; fakrın ise bir sırrı taşıma hali olduğu vurgulanır. Kuşeyrî’nin metni üzerinden yapılan bu çözümleme, tasavvufun içe dönük ve metafizik boyutlarını anlamak için zengin bir çerçeve sunar.

 

Purpose and Content of the Seminar

This seminar focuses on al-Qushayrī’s views on duʿāʾ (supplication) and faqr (spiritual poverty). Ekrem Demirli analyzes these concepts through both metaphysical and ethical lenses, discussing their historical interpretations and contemporary relevance.

Main Themes and Headings

  1. Supplication and Divine Response

Based on the Qur’anic verse “Call upon Me; I will respond to you,” the issue of whether prayers are answered is addressed. According to Ibn ʿArabī, every supplication is granted because it constitutes munājāt—a spiritual dialogue between God and the servant.

  1. Supplication Through Spiritual State and Sincerity

Early Sufi traditions emphasized “supplication through state” (ḥāl), rather than verbal requests. A prayer made sincerely, even without words, is more likely to be accepted. In this sense, duʿāʾ becomes an act of worship conditioned by the worshipper’s inner state.

  1. The Tension Between Duʿāʾ and Trust in God

Certain Sufi schools claimed that supplication contradicts complete trust (tawakkul), suggesting that one should not ask God for anything. In contrast, mainstream Sunni Sufism reconciles supplication with surrender. Qushayrī strikes a balance, recognizing multiple valid approaches depending on one’s spiritual context.

  1. Faqr (Spiritual Poverty) and Sufism

Faqr is not mere material deprivation but signifies absolute dependence on God. True poverty is needing nothing other than God. Demirli interprets this as a “consciousness of insufficiency,” where all existence is understood as inherently needy and contingent upon divine sufficiency.

  1. Social Critique and Ethical Balance

The notion that poverty is a sign of moral superiority is criticized. Neither wealth nor poverty determines spiritual rank. Instead, true virtue lies in moral integrity. The seminar calls for evaluating categories like oppressor/oppressed or rich/poor based on inner spiritual quality.

Conclusion

This seminar offers a rich philosophical and ethical examination of supplication and poverty, highlighting Sufism’s metaphysical dialogue and consciousness of human insufficiency. Supplication is reframed not as a request, but as munājāt; faqr is portrayed as a mystical state of bearing the secret of divine need. Through Qushayrī’s text, Demirli illuminates the inward and metaphysical depth of Sufi spirituality.