EŞREF ALTAŞ, TEFTÂZÂNÎ OKUMALARI ŞERHU’L-AKÂİD 7. SEMİNER ÖZETİ
Bu seminer, İslam kelamında akıl teorisi ve bilgi kaynakları üzerine odaklanmaktadır. Akıl, duyular ve haber yoluyla bilgi edinme süreçleri ele alınarak, kelamcıların bu konudaki yaklaşımı detaylandırılmıştır. Aklın bilgi kaynağı olup olmadığı, farklı tanımları, epistemolojik değeri ve ona yöneltilen eleştiriler incelenmiştir. Ayrıca, aklın zorunlu (zaruri), istidlali ve iktisadi bilgileri nasıl ürettiği açıklanarak kelam epistemolojisinin çerçevesi tamamlanmıştır.
Ana Temalar
- Akıl Kavramının Tanımlanması
Kelamcılar arasında akıl bir cevher mi, meleke mi, yoksa istidat mı? sorusu tartışılmıştır. Felsefi gelenekte akıl bağımsız bir cevher olarak görülürken, kelamcılar onu bilgi üretme yetisi olarak değerlendirmiştir. - Aklın Bilgi Kaynağı Olarak Değeri
Kelamcılar, aklın zorunlu bilgileri ürettiğini ve peygamber haberleriyle tamamlandığını savunurken, Sümeniye ve Melahide gibi gruplar aklın bilgi kaynağı olmadığını iddia etmişlerdir. Bu görüşlere karşı, akıl yürütmenin yanlış yapılmasının, aklın tümden reddedilmesini gerektirmeyeceği belirtilmiştir. - Bilginin Türleri
Aklın ürettiği bilgiler zaruri (bedihi), istidlali ve iktisadi bilgiler olarak sınıflandırılmıştır.- Zaruri bilgiler: Herhangi bir delil gerektirmeden doğrudan bilinir.
- İstidlali bilgiler: Akıl yürütme süreci gerektirir.
- İktisadi bilgiler: Bireyin çabasıyla, deneyim veya duyular yoluyla elde edilen bilgilerdir.
- Aklın Kelamî Epistemolojideki Rolü
Aklın temel işlevlerinden biri, zorunlu (vacip), imkansız (muhal) ve mümkün (caiz) olanı belirlemektir. Mantık ilkeleri çerçevesinde aklın işleyişi açıklanmış ve akıl ile duyuların birlikte çalışması gerektiği vurgulanmıştır. - Akıl ve Nakil İlişkisi
Kelamcılar, naklin akla aykırı olamayacağını savunarak, aklın temel ilkeleriyle çelişen bir naklin kabul edilmeyeceğini belirtmişlerdir. Ancak, akıl ve nakil çatışması durumunda akıl ile naklin nasıl uzlaştırılması gerektiği tartışılmıştır. - Mümkünler Alanında Akıl
Aklın, zorunluluk ve imkansızlık ilkeleriyle mümkünleri belirleme yetisi ele alınmış, fizikî ve toplumsal olayların analizinde nasıl bir rol oynadığı açıklanmıştır. Bu bağlamda, deneyim ve duyuların akıl ile bilgi üretmede nasıl bir bütünlük sağladığı tartışılmıştır.
Sonuç
Bu seminerde, aklın epistemolojik işlevi, farklı bilgi türleri ve akıl-nakil ilişkisi detaylı bir çerçevede ele alınmıştır. Kelam epistemolojisi içinde akıl, zorunlu bilgileri belirleyen, imkansızları ayırt eden ve mümkünler alanında rehberlik eden temel bir mekanizma olarak görülmektedir. Aklın bilgi üretme kapasitesi, eleştiriler ve savunular eşliğinde derinlemesine analiz edilerek, kelam epistemolojisinin temel taşlarından biri olduğu ortaya konulmuştur.
This seminar focuses on the theory of reason in Islamic theology (kalām) and sources of knowledge. It examines the processes of acquiring knowledge through reason, senses, and reports, providing a detailed analysis of how scholars of kalām approach these concepts. The discussion includes whether reason is a valid source of knowledge, different definitions of reason, its epistemological value, and criticisms directed against it. Additionally, the classification of knowledge into necessary (zarūrī), inferential (istidlālī), and acquired (iktisābī) forms is explained to complete the framework of kalām epistemology.
Main Themes
- Definition and Conceptualization of Reason
The seminar explores the question: Is reason a substance (jawhar), a faculty (malakah), or an innate disposition (istidād)? While philosophers consider reason an independent substance, scholars of kalām define it as a mechanism for acquiring knowledge. - The Epistemological Value of Reason
While scholars of kalām argue that reason produces necessary knowledge and is complemented by prophetic reports, groups such as the Sumaniyyah and Malāḥidah reject reason as a source of knowledge. In response, kalām scholars assert that errors in reasoning do not invalidate reason itself. - Types of Knowledge
Reason generates three types of knowledge:- Necessary (zarūrī) knowledge: Directly known without requiring evidence.
- Inferential (istidlālī) knowledge: Requires reasoning and evidence.
- Acquired (iktisābī) knowledge: Gained through effort, experience, or sensory perception.
- The Role of Reason in Kalām Epistemology
One of reason’s key functions is distinguishing between necessary (wājib), impossible (muḥāl), and possible (jāʾiz) concepts. The seminar explains how reason operates within the principles of logic and emphasizes its interaction with sensory perception. - The Relationship Between Reason and Revelation
Scholars of kalām maintain that revelation cannot contradict the fundamental principles of reason. They argue that any contradiction between reason and revelation must be resolved through interpretation. The seminar explores how reason and revelation complement each other rather than conflict. - The Role of Reason in the Domain of Possibilities
Reason is essential for identifying the possible (jāʾiz) based on necessity and impossibility. The seminar also highlights how reason contributes to analyzing physical and social phenomena, and how experience and sensory perception play a role in knowledge production.
Conclusion
This seminar provides a comprehensive analysis of the epistemological role of reason, different types of knowledge, and the relationship between reason and revelation. In kalām epistemology, reason is recognized as a fundamental tool for determining necessary truths, identifying impossibilities, and guiding the evaluation of possibilities. The capacity of reason to produce knowledge, along with the criticisms and defenses surrounding it, is thoroughly examined, establishing it as one of the cornerstones of kalām epistemology.