İRFAN İNCE: CESSÂS, el-FUSÛl Fİ’L-USÛL 5. SEMİNER ÖZETİ
Ana Temalar:
- Beyan Kavramı ve Türleri
Cessâs, beyanı “mananın belirgin hale getirilmesi” olarak tanımlar ve bu anlamda İmam Şâfiî’nin tanımını eleştirir. Şâfiî’nin beyanı beş türde ele aldığını, ancak tanımının teknik olarak yetersiz olduğunu belirtir. Cessâs’a göre beyan sadece kapalılığın giderilmesi değil, en baştan açık olan hükmün de bildirilmesidir. Umum lafızların tahsisi, mecaz-hakikat ayrımı, emrin ibaha veya nedbe dönüşmesi, haberin emir anlamında kullanılması, mücmelin açıklanması ve nihayetinde nesih, beyanın farklı türleri arasında yer alır. - Beyanın Gerçekleştiği Durumlar ve Delil Kaynakları
Beyana ihtiyaç olan üç temel durum belirlenir: (1) lafzın kapsamındaki şeylerin sadece bir kısmının kast edilmesi (tahsis), (2) lafzın hakiki anlamı dışında bir anlamın murat edilmesi, (3) lafzın mücmel oluşu veya hükmün tatbikine engel olacak kapalılıklar taşıması. Cessâs’a göre beyan kitap, sünnet, icmâ ve kıyas yoluyla gerçekleşebilir. Bu çerçevede daha önceki tahsis ve mücmel tartışmaları beyanın alt başlıkları olarak değerlendirilir. - Nesih Kavramının Tanımı ve Eleştirisi
Cessâs, neshi “bir hükmün süresinin sona erdiğinin açıklanması” şeklinde tanımlar ve bu tanımı, klasik literatürdeki “refʿu’l-ḥukm” yaklaşımına karşı geliştirir. Nakil, iptal ve izâle gibi sözlük anlamlarının şer‘î anlamda yeterli olmadığını, nesih kelimesinin ancak mecaz yoluyla kullanılabileceğini savunur. Bu mecaz, hükümdeki bir değişikliği ifade eder. Böylelikle nesih, Allah’ın bilgisinde bir değişiklik ima etmeden açıklanabilir hale gelir. - Yahudilerin ve Bazı Müslümanların Nesih İnkarı
Yahudilerin neshi inkâr gerekçeleri (Tanrı’nın bilgisindeki değişiklik, hikmete aykırılık) detaylı biçimde ele alınır. Cessâs, bazı Müslümanların da benzer görüşleri savunduğunu belirtir ve bu yaklaşımı hem aklen hem naklen reddeder. Adem’den itibaren gelen şeriat değişimleri ve Kur’an’da açıkça görülen hüküm değişiklikleri neshi meşru ve zaruri kılar. - Kur’an’ın Sünneti Neshetmesi Meselesi
Seminerin sonunda Cessâs’ın, Kur’an ile sünnetin birbirini neshedebileceği yönündeki Hanefî görüşü detaylandırılır. Hem Kur’an hem sünnetin vahiy olduğu kabul edilerek, aralarındaki hiyerarşik farkın neshi engellemediği belirtilir. İmam Şâfiî’nin bu görüşe karşı çıkışı, Risâle’den alıntılarla eleştirilir. Bu bölümde Kur’an kıraatinin neshedilmesiyle ilgili argümanlar da tartışılarak hükmün değil, lafzın neshedilmesinin bile hukukî anlamlar taşıyabileceği savunulur.
Sonuç:
Bu ders, beyan kavramının çok katmanlı yapısını, nesih anlayışının metodolojik temellerini ve fıkhî tartışmalardaki usûlî derinliği gözler önüne serer. Cessâs’ın tanım ve örneklendirmeleri, hem kelamî hem de usûlî meselelerde açıklık sağlamakta ve Hanefî geleneğin tutarlı yapısını vurgulamaktadır. Bir sonraki seminerde, bu çerçevenin fıkhî uygulamalara yansımaları ele alınacaktır.
Main Themes:
- The Concept of Clarification (Bayān) and Its Types
Cessâs defines bayān as “the act of making meaning manifest” and criticizes Imām al-Shāfiʿī’s technical definition for being insufficient. According to Cessâs, bayān is not merely the removal of ambiguity but also includes the initial communication of a ruling. He outlines several types of bayān: specification (taḫṣīṣ) of general terms, distinction between literal and metaphorical meaning, commands indicating permissibility or recommendation, narrative forms functioning as imperatives, clarification of ambiguous expressions (mujmal), and ultimately, abrogation (naskh). - Contexts Requiring Clarification and Sources of Evidence
Cessâs identifies three primary contexts in which clarification is needed: (1) when a general term is intended to apply only partially (i.e., specification), (2) when a term is used in a metaphorical sense rather than literally, and (3) when the term is ambiguous or obstructed in its legal application. He holds that bayān can be established through the Qur’an, Sunnah, consensus (ijmāʿ), or analogical reasoning (qiyās), subsuming previous discussions on taḫṣīṣ and mujmal under the broader category of clarification. - Redefining Abrogation (Naskh)
Cessâs reinterprets naskh as “clarification of the expiry of a ruling’s duration,” opposing the classical view of it as a “removal” (rafʿ) of the ruling. He argues that linguistic meanings such as “transfer” or “removal” are metaphorical and that naskh is better understood as an unfolding of divine will without implying change in God’s knowledge. This shift preserves theological consistency and maintains God’s omniscience. - Jewish Denial of Abrogation and Internal Muslim Debates
Cessâs addresses Jewish objections to naskh, which claim that it implies divine ignorance or inconsistency. He rebuts these arguments with references to changes in religious laws across prophetic traditions, such as dietary or worship laws. He also notes that some Muslims adopt similar denials of naskh and systematically refutes them through both rational and textual evidence. - Qur’an Abrogating Sunnah and Vice Versa
In closing, Cessâs discusses the Ḥanafī view that the Qur’an and the Sunnah can abrogate each other, since both originate from revelation. He argues that there is no essential hierarchy that prevents mutual abrogation, refuting Shāfiʿī opposition through direct engagement with al-Risāla. Additionally, he introduces the notion that even abrogation of Qur’anic recitation (without legal ruling) can carry legal implications.
Conclusion:
This session elaborates on the multifaceted nature of bayān and the theoretical foundations of naskh within Cessâs’ framework. His definitions and methodological clarity emphasize the structured coherence of the Ḥanafī school. Cessâs offers a nuanced, theologically consistent, and rationally grounded understanding of how divine law evolves and is clarified through revelation. Future sessions will explore the practical applications of these theoretical principles.