MESUT KAYA, TEFSİR OKUMALARI: TABERİ, CÂMİU’L-BEYÂN 3. SEMİNER ÖZETİ

Bu seminer, Taberî’nin Câmiu’l-Beyân adlı tefsirinin içeriğini ve metodolojisini incelemektedir. Taberî’nin tefsirde rivayet ve dirayet yöntemlerini nasıl birleştirdiği, kaynak kullanımı ve çağdaş tefsir sınıflandırmalarındaki yeri tartışılmaktadır. Onun eserinin yalnızca rivayet temelli mi olduğu, yoksa dirayet unsurlarını da içeren bütüncül bir anlayış mı benimsediği ele alınarak tefsir tarihi içindeki yeri değerlendirilmiştir.

Ana Temalar

  1. Taberî’nin Tefsirdeki Yeri ve Klasik Tefsir Geleneği
    Taberî genellikle rivayet tefsiri kategorisinde ele alınsa da, yalnızca nakil temelli bir eser ortaya koymamış, dirayet unsurlarını da içeren kapsamlı bir yöntem benimsemiştir. Onun tefsiri, hem rivayetleri derleyerek hem de dilbilgisi ve anlam ilişkileri üzerinden değerlendirme yaparak kapsamlı bir yorum sürecine dayanır. İbn Haldun, Goldziher ve Suyûtî gibi isimlerin yaptığı tasnifler, klasik dönem perspektifiyle birebir örtüşmemektedir. Klasik dönemde tefsirler bugünkü gibi keskin kategorilere ayrılmamış, rivayet ve dirayet unsurları iç içe geçmiştir.
  2. Taberî’nin Tefsir Metodolojisi ve İlkeleri
    Taberî’nin tefsir metodolojisi belirli ilkeler üzerine kuruludur. Kur’an’ı tefsir ederken şahsi görüşlerden kaçınılmalı, yorumlar delile dayandırılmalıdır. Onun metodu, rivayetleri esas almakla birlikte, yalnızca bir aktarım yapmak yerine rivayetler arasında tercihte bulunmayı da içerir. Hazreti Peygamber, sahabe ve tabiînden gelen rivayetler, tefsirin ana kaynaklarını oluşturur ve bu rivayetler incelenirken ümmetin icması göz önünde bulundurulur. Kur’an ayetlerinin ilk akla gelen anlamı esas alınır ve ancak sağlam deliller ışığında farklı bir yorum tercih edilebilir.
  3. Taberî’nin Kaynak Kullanımı ve Rivayetlere Yaklaşımı
    Taberî’nin tefsiri, önceki müfessirlerin görüşlerini titizlikle değerlendirerek oluşturulmuştur. İbn Abbas, Mücâhid, Katâde ve İbn Cüreyc gibi isimlerin görüşlerine sıkça yer verir. İsrailiyat kaynaklı rivayetleri aktarırken bunların kesinliği konusunda dikkatli bir tutum sergiler. Hadis ve kıraat kaynaklarından alınan bilgileri senet sistemiyle değerlendirir ve rivayetlerin güvenilirliğini test eder.
  4. Çağdaş Yaklaşımlarla Karşılaştırma
    Taberî’nin tefsiri, yalnızca rivayetleri içeren bir eser değil, nakil ve akıl dengesini kuran kapsamlı bir yorum çalışmasıdır. Onun sadece rivayet müfessiri olarak görülmesi eksik bir değerlendirmedir. Çağdaş araştırmalar, onun yalnızca nakil yapan değil, rivayetleri kritik eden ve delillere dayalı yorum yapan bir âlim olduğunu ortaya koymaktadır.

Sonuç

Taberî’nin tefsiri, delile dayalı analiz, icma dikkate alınarak yapılan yorumlar ve senet eleştirisi gibi unsurları içeren kapsamlı bir metodolojiye sahiptir. Kaynakları sistematik bir şekilde kullanarak rivayet ve dirayeti birleştiren en güçlü tefsirlerden biri olarak kabul edilmektedir.

This seminar examines the content and methodology of Tabarî’s Jâmi‘ al-Bayān. It discusses how Tabarî integrates riwāyah (narrative-based) and dirāyah (rational-based) methods in his tafsir, his use of sources, and his classification within contemporary tafsir studies. The seminar evaluates whether his work is purely narration-based or incorporates analytical elements, considering its historical and intellectual significance.

Main Themes

  1. Tabarî’s Position in Tafsir and the Classical Exegetical Tradition
    Although often classified as a riwāyah mufassir, Tabarî’s tafsir is not solely based on transmitted reports. He employs a comprehensive method that includes linguistic analysis and contextual interpretation. His work bridges the gap between narration and rational analysis. Scholars such as Ibn Khaldun, Goldziher, and Suyûtî have categorized tafsir literature, but their classifications do not fully align with the methodologies of the classical period. In the early centuries, tafsir was not rigidly divided into categories, and both narration and reasoning were used simultaneously.
  2. Tabarî’s Methodology and Principles in Tafsir
    Tabarî’s tafsir is structured around key principles. He emphasizes that Qur’anic interpretation should avoid personal opinions and be strictly evidence-based. His approach prioritizes riwāyah, using reports from Prophet Muhammad, his companions, and the early Islamic scholars (tābi‘ūn). Additionally, ijmā‘ (scholarly consensus) is considered a determining factor in interpretation. The apparent meaning (zāhir) of Qur’anic verses is maintained unless strong evidence justifies an alternative explanation. Furthermore, linguistic analysis, grammatical rules, and recitation differences (qirā’āt) play a significant role in his exegetical process.
  3. Tabarî’s Use of Sources and Approach to Narrations
    Tabarî critically evaluates previous exegetical works, particularly citing scholars such as Ibn Abbas, Mujāhid, Qatāda, and Ibn Jurayj. While incorporating Isrā’īliyyāt (Judeo-Christian narratives), he remains cautious about their authenticity. His tafsir does not simply compile narrations; rather, he applies a rigorous isnād (chain of transmission) system to assess their reliability. His methodological approach goes beyond mere transmission, engaging in critical selection and comparative analysis of reports.
  4. Comparison with Contemporary Approaches
    Tabarî’s tafsir is not merely a compilation of narrations but a sophisticated synthesis of transmitted and analytical interpretation. Some modern classifications oversimplify his work as purely riwāyah-based, neglecting its methodological depth. Recent academic research reveals that Tabarî was not only a transmitter of narrations but also a critical scholar who evaluated reports, prioritized authentic evidence, and engaged in linguistic and contextual reasoning. His approach extends beyond the conventional categorization of tafsir, requiring a more nuanced understanding.

Conclusion

Tabarî’s tafsir embodies a comprehensive methodology that integrates evidence-based analysis, scholarly consensus, and rigorous isnād evaluation. His work systematically combines riwāyah and dirāyah, establishing itself as one of the most authoritative and methodologically sound tafsirs in Islamic scholarship.