OĞUZ HAŞLAKOĞLU:PLATON, DEVLET 22. SEMİNER ÖZETİ

  1. Seminerin Amacı ve İçeriği
    Bu seminer, Anaksimandros’un fragmanı üzerinden Platon’da genesis, arke, apeiron, peras, bir–çok, dikaion (adalet) ve zaman kavramlarının nasıl temellendirildiğini ele alır. Haşlakoğlu, fragmanın doğrudan kendisini temel alarak Heidegger’in yorumuna eleştirel yaklaşır ve Platon’daki oluş anlayışını pre-Sokratik düşünceyle ilişkili biçimde yeniden kurar. Özellikle Platon’un genesis kavrayışının zamansal değişimden değil, zamansız ve dikey bir doğuş ve kaynağa dönüş bağlamında anlaşılması gerektiğini savunur.
  2. Ana Temalar ve Başlıklar
  1. Arke ve Apeiron: Kökenin Sürekliliği
    Arke, sadece bir başlangıç değil, etkisini sürdüren bir ilkedir. Anaksimandros’a göre bu ilke apeirondur (sınırsız olan). Haşlakoğlu, arkenin zamanın gerisinde kalan bir geçmiş değil, hâlen etkin bir kaynak olduğunu vurgular.
  2. Genesis, Metabole ve Zamanın Yönselliği
    Platon’daki genesis kavramı, dikey bir oluşu ifade ederken, metabole yatay zamansal değişimi ifade eder. Bu iki boyut arasındaki fark, zamanın “önce-sonra” kipliğiyle değil, oluşun kökensel kaynağa dönme yapısıyla kavranmalıdır.
  3. Fragmanın Ontolojik Yapısı ve Dikaion (Adalet)
    Fragmanda geçen “çünkü ancak böylece adil olurlar” ifadesi, oluşun adaletle ilişkili olduğunu gösterir. Eşyanın varlıktan doğarak yine aynı kaynağa geri dönmesi, adaleti sağlar. Heidegger’in bu ifadeyi dışlamasına karşı çıkan Haşlakoğlu, adaletin ontolojik bir düzenlilik değil, ait olana dönüş olduğunu savunur.
  4. Heidegger Eleştirisi ve Aristotelesçi Zemin
    Heidegger’in fragmanı Anaksimandros’a rağmen yorumladığını ve kavramların asli bağlamlarını tahrif ettiğini ileri süren Haşlakoğlu, bu tutumu Aristoteles’in Platon yorumuyla benzeştirir. Ona göre hem Aristoteles hem Heidegger, Platon’un düşüncesini kendi metafizik modellerine göre çarpıtarak okurlar.
  5. Zamansallık, Doksa ve Ontolojik Yanılsama
    Platon’da doksa, eşyanın kendiyle kaimmiş gibi görünmesidir. Bu ontolojik bir yanılsamadır. Fragmandaki “içinden çıkıp aynı yere girerek yok oluş” ifadesi, bu görünüşün sürekli geri çekilen ve iade edilen bir oluşla dengelendiğini gösterir.
  6. Bir–Çok, Peras–Apeiron ve Sayı Ontolojisi
    Platon’da bir–çok ayrımı peras–apeiron ikiliğini içerir. Bu ikilik, sayı (arithmos) ve form (eidos) aracılığıyla evrenin kuruluşunu açıklar. Ancak Platon, bu ayrımı sabit değil, iç içe geçmiş bir yapı olarak tasavvur eder; bu da onun metafiziğini Aristoteles’ten ayırır.
  1. Sonuç
    Seminer, Anaksimandros’un fragmanını Platon’un genesis ve arke anlayışını çözümlemek için bir zemin olarak kullanır. Haşlakoğlu’na göre, eşyanın varlıkla kurduğu ilişki adalet ilkesine dayanır ve bu ilke ancak sürekli geri dönüş ve oluş bağlamında kavranabilir. Heidegger’in yorumunun aksine, adalet kavramı ontolojik düzeyde belirleyicidir ve Platon’un oluş metafiziği ancak bu bağlamda anlaşılabilir.

 

  1. Purpose and Content of the Seminar
    This seminar examines Plato’s understanding of genesis, arkhē, apeiron, peras, unity–multiplicity, dikaion (justice), doxa, aletheia, chronos, and temporality, using Anaximander’s fragment as its foundation. Haşlakoğlu critically engages with Heidegger’s interpretation of the fragment and reconstructs Plato’s theory of becoming not as temporal transformation, but as a vertical, timeless emergence and return to origin.
  2. Main Themes and Topics
  1. Arkhē and Apeiron: The Continuity of Origin
    Arkhē is not merely a beginning, but an ever-active principle. In Anaximander, this principle is apeiron (the indefinite). Haşlakoğlu emphasizes that origin is not a past event but a continuously present source, grounding all becoming.
  2. Genesis, Metabole, and the Direction of Time
    In Plato, genesis signifies vertical emergence, whereas metabole refers to horizontal temporal change. These are not to be confused: genesis implies an ontological movement toward origin, not a chronological before–after sequence.
  3. The Fragment’s Ontology and Dikaion (Justice)
    The phrase “thus they make reparation and give justice” from Anaximander’s fragment shows that becoming is intrinsically tied to justice. Each entity’s return to its origin constitutes a kind of ontological justice. Haşlakoğlu disputes Heidegger’s neglect of this phrase, arguing that justice here is not juridical but metaphysical—restoring belonging.
  4. Critique of Heidegger and the Aristotelian Framework
    Haşlakoğlu argues that Heidegger’s reading distorts Anaximander’s original intent, much like Aristotle’s reinterpretation of Plato. Both thinkers impose their own metaphysical schemas onto ancient thought, misrepresenting the ontological function of key concepts.
  5. Temporality, Doxa, and Ontological Illusion
    In Plato, doxa is the illusion that beings are self-sufficient. The fragment’s reference to beings returning to their origin counters this illusion, revealing becoming as a rhythmic giving and taking back. Ontological stability is exposed as a mirage.
  6. One–Many, Peras–Apeiron, and Ontology of Number
    Plato’s one–many distinction parallels the peras–apeiron duality. This duality structures the cosmos through number (arithmos) and form (eidos). However, unlike Aristotle, Plato sees these not as rigid divisions but as interwoven layers of reality.
  1. Conclusion
    This seminar uses Anaximander’s fragment to illuminate Plato’s ontology of becoming and origin. Haşlakoğlu argues that the relation of beings to being is governed by justice, understood as ontological restitution. Contrary to Heidegger’s reading, justice is central to understanding Plato’s metaphysics of genesis. Truth emerges not in historical linearity, but in the timeless return to the source.