ABDULLAH KAHRAMAN: CESSÂS, el-FUSÛl Fİ’L-USÛL 5. SEMİNER ÖZETİ

Bu seminerde Cessâs’ın beyan kavramına dair yaptığı tanım ve Şâfiî’nin yaklaşımına yönelik eleştirileri merkeze alınmış, Hanefî ve Şâfiî usulcülerin beyan anlayışları karşılaştırmalı olarak değerlendirilmiştir. Ders, Cessâs’ın Şâfiî’nin tanımını yetersiz bulması ve kendi sistematik beyan tasnifini kurması etrafında şekillenmiştir.

Ana Temalar

  1. Beyan Kavramının Tanımı ve Cessâs’ın Eleştirisi
    Cessâs, beyanı “mânâyı muhatabın zihninde karışıklıktan ayıran ve açıklığa kavuşturan ifade” olarak tanımlar. Ona göre bir şeyin beyan sayılabilmesi için iltibas ve iştibahı ortadan kaldırması gerekir. Bu bağlamda, Şâfiî’nin beyan tanımı “efrâdına câmi, ağyârına mâni” olmadığı gerekçesiyle eleştirilir.
  2. Beyan Türlerine Yönelik Tartışmalar
    Şâfiî’nin beyanı beş türe ayırdığı aktarılır:
    (1) Doğrudan anlaşılır ifadeler, (2) Diğer naslarla teyit edilen açıklamalar, (3) Mücmelin açıklanması, (4) Sünnetle yapılan beyanlar, (5) İçtihat yoluyla yapılan açıklamalar.
    Cessâs, bu tasnifin ayrıştırıcı olmadığını ve örneklerin çoğunun birbirinden ayırt edilemeyecek derecede iç içe olduğunu savunur.
  3. Hanefî Beyan Tasnifi ve Cessâs’ın Sistemi
    Hanefîlerce beyan; tefsir, tâyin, tebdil ve takrir olarak dört ana başlıkta ele alınır. Cessâs da bu yaklaşımı benimseyerek, nesih, tahsis, mecaz, emrin hakiki-mecazi kullanımı gibi detaylarla açıklayıcı bir sistem kurar. Özellikle tahsisin beyanın en güçlü türü olduğunu, çünkü hükümde kesinlik taşıdığını belirtir.
  4. İçtihat ve Beyan Arasındaki İlişki
    Cessâs, içtihadın zannîliği sebebiyle doğrudan beyan sayılmayacağını savunur. Ancak, zorunluluk durumlarında içtihadın beyan işlevi görebileceğini kabul eder, böylece Şâfiî’ye yönelik eleştirisini yumuşatır.
  5. Peygamber’in Sözlü, Yazılı ve Fiilî Beyanları
    Peygamber’in sözlü (kavlî), yazılı (kitabî), fiilî ve takrirî sünnetlerinin her birinin beyan fonksiyonu taşıyabileceği aktarılır. Ancak her fiil beyan değildir, özellikle nâfile ibadetlerin ve Peygamber’e has uygulamaların bağlayıcılığı tartışmalıdır.
  6. İcma, Kıyas ve Toplumsal Uygulamalar
    Cessâs, Şâfiî’nin icmayı beyan türü olarak anmamasını eksiklik sayar, çünkü birçok hükmün açıklanması icma ile sağlanmıştır. Ayrıca ulemanın bazı toplumsal uygulamalara sessiz kalmasını da dolaylı bir beyan şekli olarak yorumlar.

Sonuç

Bu derste beyan kavramının hem teorik hem de uygulamalı düzeyde çok yönlü olduğu, mezhepler arası farklılıkların tanım, tasnif ve yetki alanı üzerinden şekillendiği gösterilmiştir. Cessâs, usulün tutarlılığı adına tanımın önemine işaret etmiş, beyan türlerini belirli ilkeler çerçevesinde sınıflandırarak Şâfiî yaklaşımına karşı sistematik bir duruş geliştirmiştir. Bir sonraki derslerde nesih ve tahsis konuları bu temeller üzerine inşa edilecektir.

 

This seminar focused on al-Jaṣṣāṣ’s definition of bayān (clarification/exposition) and his criticisms of al-Shāfiʿī’s approach, offering a comparative analysis of Ḥanafī and Shāfiʿī understandings of bayān. The session revolved around al-Jaṣṣāṣ’s rejection of al-Shāfiʿī’s conceptual framework and his effort to establish a systematic classification of bayān.

Main Themes

  1. Definition of Bayān and al-Jaṣṣāṣ’s Critique
    Al-Jaṣṣāṣ defines bayān as an expression that removes ambiguity and clarifies meaning for the listener. He argues that for something to qualify as bayān, it must eliminate confusion and vagueness. Based on this standard, he critiques al-Shāfiʿī’s definition for lacking both comprehensiveness and precision, deeming it inadequate from a technical standpoint.
  2. The Shāfiʿī Classification of Bayān
    According to al-Shāfiʿī, bayān consists of five types:
    (1) Clear and direct textual expressions,
    (2) Clarifications through other texts,
    (3) Explanations of ambiguous (mujmal) texts,
    (4) Clarifications through the Sunnah,
    (5) Interpretations via ijtihād (independent reasoning).
    Al-Jaṣṣāṣ finds this categorization problematic, arguing that the boundaries between these types are unclear and the examples often overlap, weakening their analytical utility.
  3. Ḥanafī Classification and al-Jaṣṣāṣ’s Framework
    In Ḥanafī uṣūl, bayān is divided into tafsīr (interpretation), taʿyīn (specification), tabdīl (replacement), and taqrīr (confirmation). Al-Jaṣṣāṣ adopts this approach and further elaborates by including detailed discussions on abrogation (nasikh), specification (takhsīs), metaphor (majāz), and the real/metaphorical usage of commands (amr). He emphasizes that specification is the strongest form of bayān because of its definitive legal impact.
  4. Relationship Between Ijtihād and Bayān
    Al-Jaṣṣāṣ maintains that ijtihād cannot be equated with bayān due to its speculative nature, yet he acknowledges that in cases of necessity, ijtihād may function as a practical substitute for bayān. This reflects a softening of his critique toward al-Shāfiʿī.
  5. Prophetic Forms of Bayān: Verbal, Written, and Practical
    The Prophet’s verbal (qawlī), written (kitābī), practical (fiʿlī), and tacit approvals (taqrīrī) can all serve as forms of bayān. However, not every prophetic act qualifies as bayān; voluntary acts or actions specific to the Prophet (such as supererogatory worship) may lack normative authority.
  6. Ijmāʿ, Qiyās, and Communal Practice
    Al-Jaṣṣāṣ criticizes al-Shāfiʿī for not including ijmāʿ (consensus) as a form of bayān, noting that many rulings have been clarified through consensus. He also suggests that scholarly silence regarding common practices may itself function as an implicit form of bayān.

Conclusion

This lesson demonstrated that bayān is a multifaceted concept, with methodological and definitional differences between legal schools centering on issues of classification, authority, and scope. Al-Jaṣṣāṣ underscores the importance of definitional clarity in legal theory and develops a structured alternative to al-Shāfiʿī’s loose categorization. Upcoming sessions will build on this foundation, especially regarding abrogation (nasikh) and specification (takhsīs).