EKREM DEMİRLİ,İBNÜ’L-ARABÎ:FÜTÛHÂT-I MEKKİYYE 8. SEMİNER ÖZETİ

Seminerin Amacı ve İçeriği

Bu seminerde, Fütûhât-ı Mekkiyye’nin 8. cildinde yer alan kısa ama yoğun bir bölüm olan “Kimyâ-i Saâdet” kavramı çerçevesinde İbnü’l-Arabî’nin doğa, insan ve ilahî irade anlayışı açıklanmaktadır. Dersin temel amacı, tasavvufun kimya ilmiyle ilişkilendirilerek hal, tahavvül (değişim) ve kemale doğru hareket gibi kavramlar üzerinden metafizik bir sistemin inşasını ortaya koymaktır.

Ana Temalar ve Başlıklar

  1. Tasavvufun Kimya ile İlişkisi

Tasavvufun bir “hal” ilmi olarak tanımlanması, kimya ilminin özünün değişim olmasıyla ilişkilendirilir. Sufîler kimyayı, insanın manevî dönüşüm sürecini temsil eden bir metafor olarak benimserler. Tasavvuf, insanın maksada (kemale) doğru istikametli dönüşümüdür.

  1. Hareketin İstikameti: Kemale Doğru Tahavvül

İbnü’l-Arabî’ye göre hareket, sadece fiziksel bir yer değiştirme değil, aynı zamanda varlığın içsel olarak kemale yönelmesidir. Varlıkta esas olan, değişimdir ve bu değişimin amacı da kemaldir. Bu anlayışa göre tasavvuf, insanın ahlak ve tabiat olarak üst mertebelere terakkisini ifade eder.

  1. Doğa, İnsan ve Tanrı Arasındaki Ontolojik İrtibat

Seminerde, doğadaki madenî hareket ile insanın manevi hareketi arasında bir paralellik kurulur. Tanrı’nın nüzulüyle (tenezzülat) varlık meydana gelir, insan ise bu süreçte en yoğun (kesif) varlık olarak zuhur eder. Bu bağlamda, doğa-insan-Tanrı üçlüsü aynı hareket ilkesine bağlıdır: her biri bir gayeye yönelmiştir.

  1. Yaratılış Süreci ve Mevlid Anlayışı

İbnü’l-Arabî’nin yaratılış anlayışı doğrultusunda “mevlid”, bir bireyin anneden doğumu değil, Tanrı’dan yeryüzüne tenezzül etmesi sürecidir. İnsan, yukarıdan aşağıya doğru gelen bu sudur zincirinin son halkasıdır ve içinde tüm mertebeleri potansiyel olarak taşır.

  1. Ahlak, Terkip ve Geriye Dönüş (Sülûk)

İnsan, yaratılış sürecinde kazandığı bileşik varlık özelliklerinden sıyrılarak tekrar saf haline dönmeye yönelmelidir. Bu süreçte “ahlaklanma”, terkibe son vererek asli doğaya dönüştür. Geriye doğru sülûk, kuvvedeki (potansiyel) hakikatlerin fiile dönüşmesidir.

Sonuç

Seminer, tasavvufun epistemolojik temelini kimya metaforu üzerinden yeniden kurar. İbnü’l-Arabî, hal ve tahavvül kavramlarıyla insanın kemale doğru hareketini ilimle temellendirir. Bu çerçevede doğa, insan ve Tanrı arasındaki ilişki, sudur ve nüzul teorisi ile açıklanır. Fıkıh ve kelamın dışladığı “hal” kavramı, İbnü’l-Arabî’de tasavvufun en sağlam zemini olarak yeniden anlam kazanır.

 

Purpose and Content of the Seminar

This seminar focuses on a brief yet dense section from volume 8 of Ibn ʿArabī’s al-Futūḥāt al-Makkiyya, revolving around the concept of the “Elixir of Happiness” (Kīmiyāʾ al-Saʿāda). The session explains how Ibn ʿArabī constructs a metaphysical system that relates nature, humanity, and divine will through concepts such as spiritual state (ḥāl), transformation (taḥawwul), and movement toward perfection.

Main Themes and Headings

  1. The Relationship Between Sufism and Alchemy

Sufism is defined as a science of ḥāl (spiritual state), and this is likened to alchemy, which is rooted in transformation. Sufis adopt alchemy as a metaphor for inner transformation. The Sufi path is thus understood as a deliberate, goal-directed movement toward perfection.

  1. Direction of Movement: Transformation Toward Perfection

According to Ibn ʿArabī, movement is not merely spatial but an inner evolution toward completeness. Change is the essence of existence, and its goal is kamāl (perfection). Sufism describes the elevation of the self in ethics and nature through this internal motion.

  1. Ontological Connection Among Nature, Human, and God

The seminar draws a parallel between mineral movement in nature and spiritual movement in humans. With divine descent (tanaqqulāt), being emerges; humans appear as the densest form of this descent. Thus, nature, human, and God are united through a shared principle of purposeful motion.

  1. Creation Process and the Meaning of Mevlid

Ibn ʿArabī’s understanding of creation redefines mevlid not as biological birth but as a metaphysical descent from God to the world. The human being is the final link in the chain of emanation, bearing the potential of all ontological degrees within.

  1. Ethics, Composition, and Return (Suluk)

Humanity must shed its composite nature acquired during creation and return to its original, pure form. This moral purification is viewed as a reversal of composition. The spiritual path (sulūk) is a reactivation of latent truths into realized states.

Conclusion

This seminar reestablishes the epistemological foundation of Sufism using the metaphor of alchemy. Ibn ʿArabī grounds the journey toward perfection in knowledge, through ḥāl and taḥawwul. The relationship among nature, human, and God is articulated via the theories of emanation and descent. In contrast to jurisprudence and theology, the concept of ḥāl becomes the firm metaphysical core of Sufism.