EKREM DEMİRLİ,KUŞEYRİ OKUMALARI 31. SEMİNER ÖZETİ

Seminerin Amacı ve İçeriği

Bu seminerde, Kuşeyrî’nin Risale’sindeki “yakîn” kavramı merkeze alınarak tasavvufun bilgi ve kesinlik arayışı, dil eleştirisi ve hakikat idraki konuları incelenmektedir. Ekrem Demirli, tasavvufun temel amacının “hakikate kesin bilgiyle ulaşmak” olduğunu belirterek, yakînin sadece itikadî değil, metafizik ve ontolojik bir kesinlik düzeyi olduğunu savunur. Ayrıca sabır ve murâkabe kavramları da bu bağlamda detaylı biçimde ele alınır.

Ana Temalar ve Başlıklar

  1. Yakîn ve Bilgi Arayışı

Yakîn, tasavvufta kesin bilgiye ulaşma çabasıdır. Bu çaba, ilmel-yakîn, aynel-yakîn ve hakkal-yakîn gibi derecelerle açıklanır. Demirli’ye göre hakkal-yakîn, sadece epistemolojik değil, ontolojik bir kesinliktir ve bunun için sabite kavramı gibi bir varlık teorisi gerekir.

  1. Dil Eleştirisi ve Dışına Çıkma Meselesi

Tasavvufun hedefi, insanı sınırlayan dilden çıkışla hakikate ulaşmaktır. Sûfîlerin kurduğu Tanrı öznesine dayalı dil, klasik fail-özne yapısını bozar. Bu, kelam ve felsefenin erişemediği bir eleştiri derinliğine işaret eder.

  1. Yakînin Zıddı Olarak Zan ve Taklit

Tasavvuf, kelamın istidlal yöntemlerini eleştirerek, bunların zanı beslediğini, yakîn üretmediğini savunur. Yakîn, zan ve gümanla değil, mükâşefe ve nefs terbiyesiyle elde edilir.

  1. İman, Özne ve Yakîn İlişkisi

“Amantu” kelimesindeki öznenin insan mı Tanrı mı olduğu sorusu, yakînin temelidir. İnsan özne olduğunda iman zan içerir; Tanrı özne olduğunda iman yakîn olur. Bu çerçevede, yakîn Tanrı’nın failliğini kabul etmektir.

  1. Sabır: Tahammül Değil Zikirdir

Sabır, musibet veya nimet karşısında Allah’ı unutmamak halidir. Tahammül ise sabrın sonucu olan edilgen bir durumu ifade eder. İlk anda gösterilen sükûnet sabrın hakikatidir.

  1. Edatlarla Tasavvuf Dili ve Seyir Kavramı

Billâh ve lillâh gibi edatlarla tasavvuf dili ayrışır. “Billâh” ile yapılan ibadet ubudiyeti, “lillâh” ile yapılan ise ubudeti temsil eder. Bu farklar seyr-i sülûkün niteliklerini belirler.

  1. Murâkabe ve İçsel Gözetim

Murâkabe, Allah’ın sürekli gözetiminde olunduğu bilinciyle kişinin kendi iç dünyasını denetlemesidir. Bu hal, ihsan hadisine dayanır ve nefsin sadece günah değil, iyilikten doğan kibirle de murakabe edilmesini gerektirir.

Sonuç

Seminer, tasavvufta yakîn ve sabır gibi kavramların klasik dinî anlayışların ötesinde metafizik ve varlık teorileriyle ilişkilendirilerek yeniden düşünülmesini önerir. Özellikle dilin eleştirisi, özne-faillik ilişkisi ve tasavvufun yeni bir epistemoloji inşa etme çabası, seminerin dikkat çeken yönlerindendir. Murâkabe ve sabır gibi kavramların da bu yapı içinde birer bilgi biçimi olarak değerlendirilmesi, tasavvufun düşünce dünyasındaki yerini yeniden konumlandırmaktadır.

 

Purpose and Content of the Seminar

This seminar focuses on the concept of yaqīn (certainty) in al-Qushayrī’s Risāla, exploring Sufism’s pursuit of true knowledge, its critique of language, and its understanding of truth. Ekrem Demirli argues that the aim of Sufism is to attain certainty about the truth, and yaqīn should be understood not merely as doctrinal but as metaphysical and ontological certainty. Related concepts such as patience (ṣabr) and vigilance (murāqaba) are also analyzed in this context.

Main Themes and Headings

  1. Yaqīn and the Pursuit of Knowledge

In Sufism, yaqīn is the quest for certain knowledge, categorized into levels such as ʿilm al-yaqīn, ʿayn al-yaqīn, and ḥaqq al-yaqīn. Demirli emphasizes that ḥaqq al-yaqīn is not only epistemological but also ontological, requiring a metaphysical theory of being.

  1. Critique of Language and the Question of Transcendence

Sufism seeks to transcend the limitations of language to reach truth. The Sufi discourse establishes a divine subject, disrupting classical subject–object structures and surpassing both theology and philosophy in depth of critique.

  1. Zann (Conjecture) and Imitation as Opposites of Yaqīn

Sufism criticizes theological methods of inference for fostering conjecture rather than certainty. Yaqīn is not achieved through analogy but through spiritual unveiling (mukāshafa) and self-purification.

  1. Faith, the Subject, and the Structure of Yaqīn

The question of whether the subject of “āmantu” (I believe) is human or divine becomes crucial. If it is human, faith includes doubt; if divine, it entails certainty. Thus, yaqīn lies in recognizing God as the true agent.

  1. Patience as Remembrance, Not Endurance

Patience (ṣabr) is not mere endurance but the act of not forgetting God in hardship or blessing. Passive tolerance is a by-product; the true essence of patience lies in immediate composure.

  1. Sufi Language and the Use of Prepositions

Sufi terminology such as billāh (by God) and lillāh (for God) signals distinctions in servanthood. Billāh relates to servitude, lillāh to worship. These nuances shape the nature of spiritual journeying.

  1. Murāqaba and Inner Surveillance

Murāqaba is the internal vigilance rooted in the awareness of being constantly observed by God. Based on the ḥadīth of iḥsān, it demands self-observation even against pride born from good deeds, not just sin.

Conclusion

This seminar proposes a rethinking of Sufi concepts such as yaqīn and ṣabr beyond conventional religious meanings, associating them with ontological and metaphysical frameworks. Its critique of language, exploration of subjectivity, and effort to build a new epistemology mark Sufism as a deeply philosophical discipline. Patience and murāqaba are also recast as cognitive tools within this structure.