İRFAN İNCE: CESSÂS, el-FUSÛl Fİ’L-USÛL 2. SEMİNER ÖZETİ

Ana Temalar:

  1. Umum Kavramının Hanefî Usûlündeki Temel Rolü
    Dersin ana ekseni, umum lafızlar üzerine kurulu Hanefî metodolojisinin mantıksal çerçevesidir. Cessâs’a göre Kur’an’daki genel ifadeler hem vürûd hem de sübût açısından kat’îlik arz eder, bu nedenle tahsis ancak yine aynı seviyede delille mümkün olur. Mütevatir sünnet, bu noktada genel lafızların sınırlandırılmasında tek geçerli kaynaktır. Bu yaklaşımın temeli, İsa b. Ebân’ın “es-sünnet es-sâbita” kavramına dayandırılır.
  2. Mütevatir-Meşhur-Ahâd Ayrımı ve Kur’an’ın Tahsisi
    Kur’an’ın umum lafzını ahâd haberle tahsis etmenin usûlî geçerliliği sorgulanır. Hanefîler tahsisin yalnızca mütevatir sünnetle olacağını savunsa da, uygulamada meşhur haberin de bu işlevi gördüğü görülür. Cessâs, bu ayrımı netleştirmemiştir; ancak sonraki Hanefîler mütevatir ve meşhur kavramlarını nesih tartışmaları bağlamında açıkça ayırır. Rivayetlerin kabulü çoğu kez icmâya dayalı yaygınlıkla gerekçelendirilir.
  3. İcma, Rivayet Zinciri ve Bilgi Yaygınlığı
    Bir haberin ahâd olmasına rağmen icmâ ile sabitlenmiş olması, Hanefîler açısından hadisin meşhurlaşarak delil haline gelmesini sağlar. Abdullah b. Mesʿûd’un kıraati örneğinde olduğu gibi, bir uygulamanın çocuk mekteplerinde öğretilmesi onun geniş kabul görmüşliğine işaret eder. Cessâs’a göre bu tür haberler artık mütevatir değerindedir.
  4. Umumun Tahsisi, Mücmel Kavramı ve Ahâd Haberle Beyan
    Hanefî yöntemde, eğer Kur’an’da bir mücmellik (belirsizlik) varsa, bu mücmel lafız ahâd haberle açıklanabilir. Ancak bu, sadece kesin bilginin mevcut olmadığı durumlarda mümkündür. Riba, kısas, talak ve nebiz örnekleri üzerinden lafzın kapalılığı, bağlamı ve tatbikî anlamı analiz edilir. Bu analizde mücmel olan bir lafzın açıklanması için hadisler tefsir veya beyan işlevi görür.
  5. Müşterek Lafızlar ve Anlam Belirsizliği
    Bir lafzın iki farklı anlamı varsa (müşterek lafız), bu durumda hangi anlamın kastedildiği net değilse lafzın hukuki değeri düşer. Cessâs bu konuda lafzın anlam çerçevesinin belirsizliğine dikkat çeker ve tek anlam için konulan lafızların esas alınması gerektiğini savunur. “Mevlâ” örneği üzerinden miras gibi uygulamalarda tercih zorunluluğu gösterilir.
  6. Sahabî Uygulamaları ve Rivayetlerin Bağlamsal Yorumu
    Hanefîler, sahabenin hadis karşısındaki tavrını da delillendirme yöntemi olarak kullanır. Bir hadis rivayet edildiği hâlde sahabe buna aykırı davrandıysa, bu durum hadisin bağlamının farklı okunması gerektiğine işaret eder. Bu usûl, farz-nâfile, mensûh-mevcut ayrımlarıyla birlikte değerlendirilir.

Sonuç:
Bu ders, Cessâs’ın usûl düşüncesinin dilsel, mantıksal ve hadis temelli yönlerini derinlemesine inceler. Hanefî usûlünün dil merkezli yaklaşımı, lafız-bağlam-icmâ üçlüsünde şekillenir. Kur’an’ın umum ifadeleri, tahsis edilebilirlik sınırları ve mücmellik üzerinden ele alınarak Hanefî yorumun rasyonel zeminini gözler önüne serer. Bir sonraki seminerde nassın açık (nas), mücmel ve müteşâbih yapısı daha ayrıntılı işlenecektir.

 

Main Themes:

  1. The Central Role of General Terms (ʿUmūm) in Ḥanafī Legal Theory
    This session explores the foundational importance of general expressions (ʿumūm) in the Ḥanafī methodological framework. According to Cessâs, general statements in the Qur’an are definitive in both wording and transmission, meaning that restriction (taṣīṣ) can only occur through equally definitive evidence, such as mutawātir Sunnah. This position reflects the influence of ʿĪsā b. Abān’s concept of “al-sunna al-thābita” (established Sunnah).
  2. Distinctions Between Mutawātir, Mashhūr, and Āḥād Reports
    The seminar critiques the validity of restricting Qur’anic generalities via āḥād (solitary) reports. While classical Ḥanafīs argue that only mutawātir reports can do so, in practice, widely accepted (mashhūr) reports are also used. Cessâs does not clearly distinguish between these categories, but later Ḥanafī scholars clarify their role, especially in the context of naskh (abrogation).
  3. Consensus, Transmission, and Public Dissemination
    Even āḥād reports can attain probative value when reinforced by consensus (ijmāʿ) or broad transmission. Cessâs provides examples, such as the widespread teaching of certain recitations in schools, to argue that popular acceptance can elevate a report to the level of near-mutawātir.
  4. Specification of General Terms and Clarification of Ambiguity
    Where Qur’anic terms are ambiguous (mujmal), Ḥanafīs allow clarification through āḥād reports, but only in the absence of definitive evidence. Legal cases involving riba (usury), talāq (divorce), qiṣāṣ (retaliation), and nabīdh (fermented drinks) are examined to show how context and interpretive practice determine the scope of such terms.
  5. Equivocal Terms (Mushtarak) and Semantic Uncertainty
    Cessâs analyzes mushtarak (equivocal) words—those with multiple meanings—and argues that if the intended meaning is unclear, the legal value of the expression is diminished. For instance, the term “mawlā” may refer to either a patron or a freed slave, affecting rulings on inheritance, and thus necessitating precision in meaning.
  6. Companion Practice and Contextual Hadith Interpretation
    Ḥanafīs also use the actions of the Companions to assess hadith. If a report was known yet not practiced by the Companions, this indicates the need for contextual reinterpretation. This method includes considerations of distinguishing between mandatory and supererogatory acts, or identifying abrogated versus still-applicable rulings.

Conclusion:
This session explores the textual, linguistic, and rational dimensions of Cessâs’ legal theory. Ḥanafī uṣūl emphasizes the interplay between wording, context, and consensus, using ʿumūm, taṣīṣ, and mujmal analysis to anchor legal reasoning. The next seminar will examine the structure and hierarchy of clear, ambiguous, and allegorical texts in further depth.