AYHAN ÇİTİL: KANT OKUMALARI,SAF AKLIN ELEŞTİRİSİ 22. SEMİNER ÖZETİ
Ana Temalar:
- Amfiboli Kavramı ve Transandantal Refleksiyon:
Seminerin odağında, Kant’ın Saf Aklın Eleştirisi‘nde “Ek Bölüm” olarak ele aldığı “refleksiyon kavramlarının amfibolisi” yer alır. Bu, amplik ve transandantal müdrike kullanımının karıştırılması sonucu ortaya çıkan kavramsal bir sorundur. Kant, özellikle bu bölümde Leibniz’in sistemini eleştirerek, onun kavramlar ve nesneler arasında yaptığı ayrımı yeterli görmez. Kant’a göre, düşüncede ve duyusal alanda kavramların konumlandırılması net yapılmadığında amfibolik hatalar ortaya çıkar. - Kant’ta Refleksiyonun İşlevi:
Refleksiyon, Kant’a göre bir karşılaştırma ve soyutlama işlemiyle kavramların kurulmasını sağlar. Ancak burada asıl vurgulanan, bu işlemin aşkınsal (transandantal) boyutudur. Yani hangi nesnenin hangi bilme kipine ait olduğunun (görüye mi yoksa kavrama mı dayandığı) ayrımının yapılması, Kant için zorunlu bir düşünsel disiplindir. Bu da fenomen–nümen ayrımının doğru kavranmasını sağlar. - Leibniz Eleştirisi ve Monadoloji:
Kant, Leibniz’in sisteminin temellerine yönelttiği eleştiride, onun monad kavramının duyusal değil yalnızca düşünsel (zihinsel) bir temsile dayandığını belirtir. Leibniz’in “ayırt edilemezlerin özdeşliği” ilkesine karşı, Kant duyusal alanda aynı özellikleri taşıyan iki nesnenin yalnızca konumsal farklarıyla ayrı olduklarını savunur. Böylece kavramlar düzeyinde geçerli olan özdeşlik, fenomenler dünyasında geçerli olmayabilir. - Özdeşlik, Karşıtlık, İç–Dış ve Madde–Suret Ayrımı:
Kant bu dört refleksiyon kategorisi üzerinden Leibniz’in düşüncesini sistematik olarak eleştirir. Özdeşlikte, yer ve zaman farkı göz ardı edilirse hatalı sonuçlara varılır. Karşıtlıkta, düşüncede çelişki olmayan şeyler duyusal alanda çelişebilir. İç–dış ayrımında, fenomenal nesnelerin iç yapılarından değil, dışsal ilişkilerinden hareket edilmesi gerektiği savunulur. Son olarak, madde–suret ayrımında Kant, Leibniz’in monadı öncelemesini ve uzay–zamanı buna bağlamasını reddeder. - Transandantal Topik ve Eleştirel Yöntem:
Kant, bu refleksiyonların eleştirel aklın bir ödevi olduğunu ve her yargıda nesnenin konumunun (duyusal mı düşünsel mi) belirlenmesi gerektiğini savunur. Bu amaçla, Aristoteles’in “topik” fikrinden hareketle, refleksiyonların tartışmanın mantıksal mekânlarını belirlediğini söyler.
Sonuç:
Bu seminer, Kant’ın transandantal refleksiyon kavramı aracılığıyla Leibniz’in metafizik sistemine yönelttiği temel eleştiriyi derinlemesine ele alır. Kant, duyusal ile düşünsel olanı ayırt etmeden yapılan her tür metafiziksel sistem kurulumunu, kaçınılmaz olarak “amfiboli” ile malul kabul eder. Bu seminer, Kant’ın eleştirel felsefesinin temel refleksiyon biçimlerini ve bu refleksiyonların ontoloji ve epistemoloji üzerindeki belirleyici etkilerini sistemli biçimde ortaya koyar.
- Main Themes:
- Amphiboly and Transcendental Reflection:
This seminar centers on Kant’s “Appendix to the Transcendental Analytic,” focusing on the “amphiboly of concepts of reflection.” Kant critiques the confusion between empirical and transcendental uses of the faculty of judgment. In this context, he targets Leibniz’s metaphysical system, asserting that Leibniz conflated thinking with knowing, and failed to distinguish between representations grounded in concepts and those grounded in intuition. - The Role of Reflection in Kant’s Epistemology:
For Kant, reflection is the process of comparing and abstracting concepts. However, the key is transcendental reflection—the act of determining whether a representation belongs to sensibility or understanding. Only by distinguishing between intuitions and concepts can we avoid amphibolous thinking and uphold the legitimacy of the phenomenon–noumenon distinction. - Kant’s Critique of Leibniz and Monadology:
Kant argues that Leibniz’s monads are mere conceptual representations lacking empirical content. He challenges the principle of the “identity of indiscernibles” by showing that in the phenomenal world, spatial and temporal positioning allows two objects with identical properties to be distinct. Thus, what holds at the level of thought may not apply to appearances. - The Four Concepts of Reflection: Identity, Opposition, Inner–Outer, and Matter–Form:
Kant critically assesses Leibniz’s metaphysics using these four reflective concepts. He contends that:- Identity must consider spatial-temporal context.
- Opposition in thought does not equate to opposition in sense.
- The inner–outer distinction must be approached through phenomena, not abstract essence.
- Matter and form are misapplied when metaphysical structure is prioritized over empirical constitution.
- Transcendental Topology and the Critical Method:
Kant proposes that each act of judgment requires us to determine the “locus” of the object—whether it belongs to intuition or understanding. Drawing on Aristotle’s idea of topos (logical place), Kant argues for a transcendental topology that disciplines thought by clarifying where and how concepts can be validly applied.
- Conclusion:
This seminar explores Kant’s dismantling of Leibniz’s metaphysical system through the concept of amphiboly and the method of transcendental reflection. By insisting on the strict separation of conceptual and intuitive domains, Kant defends the integrity of critical philosophy. He exposes how failure to make this distinction results in illegitimate metaphysical claims and misapplied concepts. This session thus reinforces the critical method’s foundational role in establishing valid knowledge.
