KÜRŞAT DEMİRCİ: GILGAMIŞ OKUMALARI 25. SEMİNER ÖZETİ

Bu seminerde Gılgamış Destanı’nın 7. Tableti ele alınmış ve Enkidu’nun ölümü öncesinde gördüğü kehanet niteliğindeki rüyalar ile Gılgamış’ın yazgıya karşı verdiği mücadele tartışılmıştır. Enkidu’nun ölümü, destanın yapısında önemli bir kırılma noktasıdır ve kahramanın ölümsüzlük arayışına yönelmesine neden olan temel olaylardan biridir. Seminerde ayrıca Mezopotamya’da kader anlayışı, ölüme dair inançlar ve Enkidu’nun ölümü sonrası kahramanın yaşadığı dönüşüm ele alınmış, Grek mitolojisi ile karşılaştırmalar yapılmıştır.

Ana Temalar

  1. Enkidu’nun Kehanet Niteliğindeki Rüyası
    Enkidu, rüyasında tanrıların onun ölmesi yönünde karar aldığını görür. Bu rüya, Mezopotamya’da kaderin değiştirilemez olduğunu gösteren önemli bir anlatıdır. Ölümün tanrılar tarafından önceden belirlenmiş olması, bireyin kendi yazgısı üzerindeki etkisinin sınırlı olduğu inancını yansıtır.
  2. Kapının Animizmi ve Öteki Dünya Sembolizmi
    Enkidu, ölmeden önce kapıyla konuşarak ona sitem eder. Bu olay, Mezopotamya inanışında cansız nesnelerin ruhu olduğuna dair animistik düşüncenin bir yansımasıdır. Kapı, bu dünyadan öteki dünyaya geçişi sembolize eder ve Enkidu’nun onunla konuşması ölümle yüzleşmesini ve kaçınılmaz sonunu kabullenmesini temsil eder.
  3. Mezopotamya’da Kader Anlayışı ve Değiştirilemez Yazgı
    Mezopotamya kültüründe kader, tanrılar tarafından belirlenen ve değiştirilemez bir olgu olarak görülmüştür. “Şimtu” (kader) kavramı, “önceden yazılmış” anlamına gelir ve insanoğlunun kendi yazgısını değiştirme gücüne sahip olmadığı inancını pekiştirir. Enkidu’nun ölümü, bu kaçınılmaz kader anlayışının güçlü bir örneğidir.
  4. Gılgamış’ın Acısı ve Kaderle Mücadelesi
    Enkidu’nun ölümü, Gılgamış’ı derin bir yas ve öfkeye sürükler. İlk defa gerçek bir kayıp yaşayan kahraman, ölümlü olduğunu fark ederek kendi yazgısını sorgulamaya başlar. Ancak Mezopotamya inancına göre tanrılar tarafından verilen kararlar değiştirilemez, bu yüzden Gılgamış’ın yazgıya karşı mücadelesi baştan kaybedilmiş bir savaştır.
  5. Grek Mitolojisi ile Kıyaslama: Kaderin Kaçınılmazlığı
    Mezopotamya’daki kader anlayışı, Grek mitolojisindeki Moirai (Kader Tanrıçaları) ile benzerlik göstermektedir. Troya Savaşı’nın çıkış nedeni olarak görülen Eris’in Altın Elması miti, kaderin değiştirilemezliğini vurgulayan önemli bir örnektir. Gılgamış’ın tanrılar tarafından belirlenen yazgıya karşı verdiği mücadele, Grek kahramanlarının kendi kaderleriyle yüzleşmesini andırmaktadır.
  6. Ölümün Kaçınılmazlığı ve İnsanlık Durumu
    Enkidu’nun ölümü, yalnızca mitolojik bir olay değil, aynı zamanda insanlık durumuna dair derin bir sorgulamadır. Ölüm, insanoğlunun kaçınılmaz gerçeğidir ve Mezopotamyalılar bu yazgıyı kabullenmişlerdir. Kehanetler ve fal metinleri, insanların ölümlerini önceden bilmek istemelerinin bir göstergesidir, ancak kader değiştirilemez bir gerçeklik olarak kabul edilmiştir.

 

Sonuç

Bu seminerde Enkidu’nun rüyaları, Mezopotamya’da kader anlayışı ve Gılgamış’ın yaşadığı duygusal dönüşüm ele alınmıştır. Gılgamış’ın Enkidu’nun ölümü karşısında verdiği tepki, kahramanın varoluşsal bir yolculuğa çıkmasını sağlayarak destanın yeni bir aşamaya geçmesine neden olmuştur. Bir sonraki seminerde, Gılgamış’ın ölümsüzlük arayışı ve Utnapiştim’i bulma yolculuğu incelenecektir.

Formun Üstü

 

This seminar explores Tablet VII of the Epic of Gilgamesh, focusing on Enkidu’s prophetic dreams and his impending death, as well as Gilgamesh’s struggle against fate. Enkidu’s death marks a crucial turning point in the epic, leading the hero towards his quest for immortality. The discussion also examines Mesopotamian beliefs about fate and death, comparing them to Greek mythology and its concept of inescapable destiny.

Main Themes

  1. Enkidu’s Prophetic Dream and His Fate
    Enkidu dreams that the gods have decided on his death. This vision reflects the Mesopotamian belief that fate is unchangeable. The idea that death is predetermined by the gods reinforces the notion that individuals have limited control over their destiny.
  2. The Talking Gate and the Symbolism of the Afterlife
    Before his death, Enkidu speaks to a gate, expressing his sorrow and frustration. This event mirrors the animistic beliefs of Mesopotamians, who thought that even inanimate objects had spirits. The gate serves as a symbol of transition between the physical world and the afterlife, emphasizing Enkidu’s acceptance of his fate.
  3. The Concept of Fate in Mesopotamian Thought
    Mesopotamians viewed fate as a decree from the gods that could not be altered. The term Šimtu (fate) translates to “that which has been written”, underscoring the idea that human actions cannot change divine decisions. Enkidu’s death exemplifies this rigid view of destiny.
  4. Gilgamesh’s Grief and His Struggle Against Fate
    Enkidu’s death leaves Gilgamesh devastated and full of rage. For the first time, he confronts the reality of mortality, which leads him to question his own destiny. However, according to Mesopotamian belief, the gods’ decisions are final, making Gilgamesh’s rebellion against fate a doomed effort from the start.
  5. Comparison with Greek Mythology: The Inevitability of Fate
    The Mesopotamian notion of fate closely resembles the role of the Moirai (Fates) in Greek mythology. A parallel can be drawn with the myth of Eris’ Golden Apple, which triggers the Trojan War, highlighting the inescapable nature of destiny. Just like Gilgamesh, many Greek heroes struggle against preordained fates but ultimately fail.
  6. The Inevitability of Death and the Human Condition
    Enkidu’s death is not just a mythological event but also a philosophical reflection on the human condition. Death is an unavoidable truth for all humans, and the Mesopotamians embraced this reality. The prevalence of omens and divination texts suggests that people sought to know their fate in advance, even though they believed it could never be changed.

Conclusion

This seminar examines Enkidu’s dreams, Mesopotamian beliefs about fate, and Gilgamesh’s emotional transformation. Enkidu’s death serves as a catalyst for Gilgamesh’s existential journey, shifting the epic’s focus from heroism to a deeper philosophical quest. In the next seminar, Gilgamesh’s search for immortality and his journey to find Utnapishtim will be analyzed.