ÖMER TÜRKER,2023-2024 LİSANS PROGRAMI: KİTÂBÜ’L-MİLLE 4. SEMİNER ÖZETİ

Bu seminerde, Fârâbî’nin medeni ilim anlayışı ele alınarak felsefe, siyaset ve metafizik arasındaki ilişkiler tartışılmıştır. Medeni ilim kavramı, sadece siyaset bilimiyle sınırlı olmayıp bir toplumun pratik yaşamını nazarî ve amelî yönleriyle inceleyen bir disiplin olarak tanımlanmıştır. Fârâbî’ye göre, ahlak ve siyasetin teorik düzlemde ele alınabilmesi için önce metafizik bilginin kazanılması gerekmektedir. Seminerde, insanın hakiki mutluluğa ulaşma süreci, filozof ve peygamber figürlerinin toplum üzerindeki etkileri, yönetim biçimleri ve erdemli şehirlerin dönüşüm süreçleri detaylandırılmıştır.

Ana temalar ve başlıklar

  1. Medeni İlim ve Siyaset Bilimi
    Medeni ilim, toplumun siyasi ve ahlaki düzenini teorik ve pratik yönleriyle ele alan geniş kapsamlı bir disiplindir. Fârâbî, medeni ilmi metafizik bilgiden beslenen bir alan olarak görmüş ve bu ilmin yalnızca siyasetle değil, insanın iradi fiilleri, yaşayış tarzları ve erdemli yaşam anlayışıyla ilgili olduğunu vurgulamıştır.
  2. Ahlak ve Siyasetin Metafizik Temelleri
    Ahlak ve siyaset hakkında sağlıklı bir nazarî tartışma yapabilmek için öncelikle insanın hakiki mutluluğunun ve kemalinin belirlenmesi gerekmektedir. Fârâbî’ye göre, bir filozofun veya yöneticinin insan türü için faydalı olanı belirleyebilmesi için metafiziksel hakikati idrak etmiş olması gerekir. Bu sebeple, siyaset ve ahlak üzerine yapılan tartışmalar, insanın ulaşabileceği en yüksek yetkinlik çerçevesinde değerlendirilmelidir.
  3. Filozof, Peygamber ve Yönetici Figürleri
    Fârâbî, filozofları ve peygamberleri toplumun hakikate ulaşmasında yol gösterici figürler olarak görür. Filozof teorik bilgiyi kavrarken, peygamber bu bilgiyi pratik hayata aktarır ve toplumsal düzenin şekillenmesini sağlar. Filozof yalnızca genel ilkeleri belirlerken, peygamber bu ilkeleri hayata geçirme konusunda yetkinlik sahibidir. Yönetici ise bu iki bilginin dengesini kurarak toplumu adil bir biçimde yönetmekle sorumludur.
  4. Erdemli Şehirlerin Dönüşümü ve Çöküş Süreçleri
    Erdemli şehirler, zaman içinde yozlaşabilir ve erdemsiz yönetimlere dönüşebilir. Bu dönüşümün nedenleri arasında ekonomik, siyasi ve sosyal faktörler bulunmaktadır. Fârâbî’ye göre, toplumun erdemden sapmasını anlamak için sadece bireysel ahlaki zayıflıkları değil, aynı zamanda ekonomik ve siyasi yapıların değişimini de analiz etmek gerekmektedir. Erdemli bir toplumun çöküş süreci, yönetimin adaletsizleşmesi ve bireylerin sahte mutluluk arayışlarına yönelmesiyle hızlanır.
  5. Modern Dönemde Siyaset, Ekonomi ve Toplumsal Düzen
    Modern dünyada siyasi ve ekonomik sistemler, bireyin hakiki mutluluğa ulaşmasını engelleyebilecek unsurlar barındırmaktadır. Tüketim kültürü, bireylerin maddi hazlara yönelmesine ve gerçek mutlulukla sahte mutluluk arasındaki farkı ayırt edememesine yol açmaktadır. Fârâbî’nin ortaya koyduğu medeni ilim anlayışı, modern dönemde toplumların siyasal, ekonomik ve kültürel yapılarının eleştirel bir analizini yapmamıza imkân tanımaktadır.
  6. Erdemli Yönetim ve Toplumsal Adaletin Korunması
    Bir toplumun erdemli kalabilmesi için yöneticilerin adalet ilkesine sıkı sıkıya bağlı olması gerekmektedir. Adalet, yalnızca bireyler arasında değil, toplumun tüm kesimleri arasında sağlanmalıdır. Yöneticiler, bireylerin yetkinleşmesine imkân tanıyan sosyal, ekonomik ve hukuki düzenlemeleri hayata geçirmelidir. Fârâbî’ye göre, adaletin sağlanmadığı toplumlar zaman içinde çöküşe sürüklenir ve bireyler sahte mutluluk peşinde koşmaya başlar.

Sonuç

Seminerde, Fârâbî’nin medeni ilim anlayışı ve bunun siyasetle ilişkisi kapsamlı bir şekilde ele alınmıştır. Metafizik bilginin ahlak ve siyasetin temelini oluşturduğu vurgulanmış, filozof, peygamber ve yönetici figürleri arasındaki farklar açıklanmıştır. Erdemli şehirlerin yozlaşma süreçleri, modern dünyada siyasetin ve ekonominin birey üzerindeki etkileri değerlendirilmiş ve adil yönetimin toplumsal düzenin korunmasındaki rolü ele alınmıştır. Sonuç olarak, medeni ilim, bireyin ve toplumun yetkinleşmesini amaçlayan bir sistem olarak tanımlanmıştır.

 

This seminar explores Fârâbî’s concept of Ilm al-Madani (Civil Science) and its relationship with philosophy, politics, and metaphysics. Civil science is not limited to political science; rather, it is a discipline that examines the practical and theoretical aspects of a society’s way of life. According to Fârâbî, ethics and politics can only be properly understood after acquiring metaphysical knowledge. The seminar discusses the process of attaining true happiness, the roles of philosophers and prophets in shaping society, governance models, and the transformation of virtuous cities.

Main Themes and Topics

  1. Civil Science and Political Theory
    Civil science encompasses the theoretical and practical principles that establish and sustain the political and moral order of society. Fârâbî defines it as a field that extends beyond political structures, incorporating ethical values, voluntary actions, and the pursuit of a virtuous life.
  2. The Metaphysical Foundations of Ethics and Politics
    A sound theoretical discussion on ethics and politics requires first defining true happiness and human perfection. Fârâbî argues that a philosopher or ruler must grasp metaphysical truth to determine what is beneficial or harmful to human nature. Thus, political and ethical debates should be evaluated within the framework of human potential and ultimate fulfillment.
  3. The Roles of the Philosopher, Prophet, and Ruler
    Fârâbî considers philosophers and prophets as guiding figures in humanity’s pursuit of truth. While the philosopher possesses theoretical knowledge, the prophet translates this knowledge into practical governance. The ruler, in turn, balances these two domains, ensuring a just administration that upholds ethical and metaphysical principles.
  4. The Transformation and Decline of Virtuous Cities
    Virtuous cities can deteriorate over time, shifting into corrupt governance models. The causes of this transformation include economic, political, and social factors. Fârâbî emphasizes that analyzing a society’s moral decline requires not only studying individual ethical weaknesses but also understanding the structural changes in economic and political institutions. The erosion of justice and the pursuit of false happiness accelerate societal collapse.
  5. Modern Politics, Economy, and Social Order
    Contemporary political and economic systems often contain elements that hinder individuals from attaining true happiness. Consumer culture directs people toward material desires, making it difficult to distinguish between genuine and illusory happiness. Fârâbî’s civil science framework offers a critical approach to analyzing modern societies’ political, economic, and cultural structures.
  6. Virtuous Governance and the Preservation of Social Justice
    A society can remain virtuous only if its rulers adhere to the principle of justice. Justice must be maintained not only between individuals but across all social classes. Leaders should implement legal, economic, and social policies that enable individuals to achieve intellectual and moral excellence. According to Fârâbî, societies that fail to uphold justice inevitably decline, leading their citizens to chase false forms of happiness.

Conclusion

This seminar provides an in-depth analysis of Fârâbî’s civil science and its connection to political philosophy. It highlights the role of metaphysical knowledge in shaping ethical and political thought and distinguishes between philosophers, prophets, and rulers. The decline of virtuous cities, the impact of modern political and economic systems on individuals, and the role of just governance in preserving social harmony have been explored. Ultimately, civil science is presented as a framework aimed at fostering human and societal perfection.